"لَيْسَ لَها" - Translation from Arabic to Turkish

    • yok
        
    • yoktur
        
    Onun yeni bir hayata başlamaya hakkı yok mu? Open Subtitles هَلْ هي لَيْسَ لَها حقُّ لبَدْء حياة ثانية؟
    - Maris'in bana kızmaya hakkı yok. Open Subtitles تعال. حَسناً، ماريس لَيْسَ لَها حقُّ لِكي يَكُونَ غاضبَ مَعي.
    onun bu konuyla bir ilgilisi yok ki. Open Subtitles تَتْلي هذه القضيةِ أَنْ لَيْسَ لَها شيء يمكن عمله مَع
    Söylemediği, gizlediği bir korkusu yok. Open Subtitles هي لَيْسَ لَها مخاوفُ، تَراجعَ أَو ما عدا ذلك.
    Sanırım böyle bir şeyden, eşinizin haberi bile yoktur? Open Subtitles لَكنِّي عِنْدي شعور قويَ بأنّ زوجتَكَ الوثوقةَ السيّئةَ لَيْسَ لَها فكرةُ حولها.
    Aslında çok basit. Başka bir seçeneği yok. Open Subtitles بسيطُة جداً هي لَيْسَ لَها خيار اخر
    Terslik çıkarmak istemem, ama özel eşyalarımı yok etme hakkı yok ! Open Subtitles l لا يُريدُ لِكي يَكُونَ مقاتلَ، لكن هي لَيْسَ لَها حقُّ لتَحْطيم ملكيتِي!
    Seni torun sahibi yapmamla bir ilgisi yok. Open Subtitles لَيْسَ لَها علاقة بي لا يَعطيك أحفادَ.
    Onun başka şansı yok. Open Subtitles هي لَيْسَ لَها إختيارُ في المسألةِ.
    Artık kaşları yok. Open Subtitles حَسناً، الآن هي لَيْسَ لَها حواجبُ.
    Dediğim gibi, notlarımın Kaho'nun senden hoşlanmasıyla hiç ilgisi yok! Open Subtitles كما قُلتُ،درجاتي لَيْسَ لَها علاقة بأن تحبك!
    Kadının pigmentasyonu yok. Open Subtitles هي لَيْسَ لَها إصطباغُ.
    Gözleri yok. Open Subtitles هي لَيْسَ لَها عيونُ.
    Kadının dudakları yok. Open Subtitles الإمرأة لَيْسَ لَها شفاهُ.
    Burada ailesi yok. Open Subtitles هي لَيْسَ لَها عائليةُ هنا.
    Halkın oy hakkı yok. Open Subtitles الحشود لَيْسَ لَها صوتُ...
    Ve onun da hiçbir belirtisi yoktur. Open Subtitles التي لَيْسَ لَها أعراضُ. ذلك صحيحُ.
    Midemin hiç politik tercihi yoktur. Open Subtitles معدتي لَيْسَ لَها سياسيةُ اختار.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more