Dükkânda ya da poligonda sıra dışı bir şey olmuş muydu? | Open Subtitles | هل من نشاط غير مألوف في المتجر أو في ميدان الرماية؟ |
Bu noktalı fulya balığı okyanusta oldukça çok görülen bir canlı. | TED | سمك الطباق هذا هو مشهد مألوف في المحيطات. |
Bu sözcüklerin kardeş olma içerisinde, tanıdık bir etkisi vardı. | TED | لدى هذه الكلمات صدى مألوف في سياق كوننا شقيقات. |
Biz ayrıca yeni mezun kadın ve erkekleri eğittik, toplumumuz için çok yaygın bir durum değil bu tabii ki. | TED | كما درّبنا أيضًا خرجين جدد، ذكورًا وإناثًا، وهذا شيء غير مألوف في مجتمعنا. |
Yabancı bir yerde tanıdık bir yüz insanı rahat hissettirir. | Open Subtitles | إن وجه مألوف في مكان غريب يجعلك تشعرين وكأنك في البيت |
Benim yarın mutlaka yemeğe gitmem gerekiyor, yemekte karşımda sevimli bir yüz görmek isterdim. | Open Subtitles | انا احتاج ان اخرج مساء الغد لتناول طعام العشاء وبكل تأكيد سوف استمتع برؤيه وجه مألوف في الجهة المقابله من الطاوله |
# Benim gibi olan bu yabancıların bir şeyleri bana tanıdık gibi # | Open Subtitles | فهناك شئ مألوف في الغرباء الذين يشبهونني |
# Benim gibi olan bu yabancıların bir şeyleri bana tanıdık gibi # | Open Subtitles | هناك شئ مألوف في هؤلاء الغرباء الذين يشبهونني |
# Benim gibi olan bu yabancıların bir şeyleri bana tanıdık gibi # | Open Subtitles | هناك شئ مألوف في هؤلاء الغرباء الذين يشبهونني |
Ameliyat odasında tanıdık bir yüz görmek hoş olur. | Open Subtitles | سيكون من الرائع أن يكون هناك وجه مألوف في غرفة العمليات |
Bu manzara Çin betimlemelerinde sık kullanılan bir motiftir. | Open Subtitles | هذا المنظر مألوف في جميع أنحاء العالم صورة متكررة في اللوحات الصينية |
Aslında bu gerçekten yolda bir tanıdıkla karşılaşınca haberdar oldum. | Open Subtitles | حقيقة عرفتها عندما التقيت بوجهه مألوف في الطريق. |
Son birkaç haftada olağandışı herhangi bir şey. - Hayır. | Open Subtitles | أيّ شيء غير مألوف في الأسبوعين الأخيرين؟ |
- Garip bir şey fark ettin mi? | Open Subtitles | ألم تلاحظ أي شيء غير مألوف في هذه الصورة؟ |
Biliyorum, bugünlerde pek moda bir terim değil bu. Mimarlık okullarında söylem olarak hiç moda değil. Fakat tüm bunlar, bana o veya bu şekilde bir güzellik arayışı gibi geliyor. | TED | وأنا أعلم أنه ليس مصطلح مألوف في هذه الأيام ، وبالتأكيد ليس من المألوف في خطاب المدارس المعمارية. ولكن يبدو لي أن كل هذا، في واحدة بطريقة او اخرى، هو البحث عن الجمال. |
bir yerde aşina olduğunuz bir nesne mi var? | TED | هل هناك جسم مألوف في مكان ما ؟ |
Videoda tanıdık bir şey fark ettiniz mi? | TED | هل لاحظتم أي شيء مألوف في الفيديو؟ |
CG'de, bilgisayar grafiklerinde, bu alışılagelmiş bir şey, uzun zamandır uygulanıyor, çoğu film de bu şekilde yapılıyor. | TED | هذا أمر مألوف في رسومات الكومبيوتر... ويتم استخدامه منذ فترة زمنية طويلة وهكذا تُصنع أغلب الأفلام. |
- Yabancılar buralarda bir garip olmuştur. | Open Subtitles | الغريب يكون غير مألوف في هذه الأنحاء |
Çok sık rastlanan bir şey değildir bu. | Open Subtitles | ذلك لم يكن غير مألوف في تلك الفترة |