Herodot, Plato ve Strabo gibi yazarlar, varlıklarından asla şüphe etmedi. | TED | مؤلفون مثل هيرودوتس، وأفلاطون وسترابو لم يَشكوا أبدًا في حقيقة وجودهن. |
Goethe ve Byron gibi romantik yazarlar buna karşı çıkarak, doğal manzaralara ait bir geçmişin ve gizemli ruhsal güçlerin idealleştirilmiş görünümlerini aradılar. | TED | ردًا على ذلك، بحث مؤلفون رومانسيون مثل غوته وبايرون عن رؤى مثالية لماضٍ مليء بالمناظر الطبيعية والقوى الروحية الغامضة. |
Bu şehri 1920'lerde hayal etsene, 1920'lerde Paris... yağmurda, sanatçılar ve yazarlar. | Open Subtitles | تخيلي هذه المدينة في عام 1920 مع الأمطار , فنانون مؤلفون |
Yani, bizler yazarlarız dostum. Hiç endişelenmezdim. | Open Subtitles | أعني، نحن مؤلفون ما كنت سأشعر بالقلق لو كنت مكانك |
Sen de dahil, genç adam! Bizler yazarlarız! | Open Subtitles | بمن فينا أنت أيها الشاب، نحن مؤلفون |
İşsiz yazarlar, yayımcısı olmayan bestekârlar, hâlâ kast ajansındaki adamlara inanacak kadar genç olan aktrisler. | Open Subtitles | كتاب بدون عمل مؤلفون موسيقيون بدون ناشر ممثلات صغيرات السن لدرجة أنهم لا زالوا يصدقون كلام الرجال في مكتب إختيار الممثلين. |
İsveç'ten Palau'ya, yazarlar ve çevirmenler, bana kendi yayınladıkları kitapları ve İngilizce basan yayıncılar tarafından alınmamış, yayınlanmamış taslaklarını veya tükenmiş kitapları göndererek, bana harika hayal dünyalarına göz atma ayrıcalığı tanıdılar. | TED | من السويد الى بالاو، أرسل لي مؤلفون ومترجمون كتباً قاموا بنشرها بأنفسهم ومخطوطات لكتبٍ غير منشورة والتي لم تختارها دور النشر للكتب الناطقة بالانجليزية أو التي لم تعد متاحة، وذلك أععطاني لمحات مميزة عن بعض العوالم الخيالية الرائعة. |
Ne kitap,ne de yazarlar. | Open Subtitles | لا مؤلفون لا سمح الله |