İki milyon dolar diyorum size ömür boyu yetecek kadar humus tamam mı? | Open Subtitles | بيف، أنها 2 مليون دولار. هذا يكفى مؤونة سنة كاملة من الحمص |
Çok üstü kapalı olacak, ama varsay ki dolu bir filikadasın ve herkese yetecek yiyecek yok. | Open Subtitles | لنقل انك بقارب انقاذ وهو مليء بالناس وبه مؤونة غذائية غير كافية للجميع |
Süpermarketler herhangi bir zamanda sadece iki ya da üç günlük yiyecek stoğu bulundururken genellikle sürdürülebilirlik dondurucuların enerji verimi ve salataların paketlerine odaklanıyor. | TED | عندما تحوي محلات السوبر ماركت لدينا مؤونة يومين أو ثلاثة عند زمن معيّن، تميل الإستدامة غالبا إلى التركيز على كفاءة استعمال الطاقة في المُجَمِّدَاتِ والعبوة التي يتم لفّ الخس فيها |
Hayvan yükselişi devam ederken, Avrupa Birliğinde antibiyotik stoğu azalıyor. | Open Subtitles | تبقى مؤونة الصادات الحيوية قليلة في جميع بلدان الاتحاد الأوروبي بينما تستمر ثورة الحيوانات... |
Burada yazdığına göre 14 günlük yiyecek stoku yapmak zorundaymışız. | Open Subtitles | يقول هنا بأنه يجب علينا أن نضع مؤونة طعام لمدة 14يوم |
Hey Homer. Bira stoku beni endişelendiriyor. | Open Subtitles | (هومر) أنا قلق بشأن مؤونة البيرة |
Ama sen iyisin. Sen ve Brad yeterli erzağınız varmı? | Open Subtitles | ولكنك بخير هل لديكم مؤونة كافية |
Tercümanımız ve bir çocuk. Yeterli erzağınız var mı? | Open Subtitles | "هل معكم مؤونة كافية؟" |
Vücuduna ne olduğu belli olmayan şeyler alıp, 2 yıl yetecek ilaç kaçırıyorsun. | Open Subtitles | تحقن نفسك بدواء غير معروف و تهرب مؤونة سنتين |
Neyse, kendimi buraya 50 yıl boyunca yetecek yemek, 50 yıl yetecek tuvalet kâğıdı ve 50 yıllık kokainle kapattım ama her nasılsa 10. yılın sonuna doğru tükendi. | Open Subtitles | بأي حال أغلقت الباب علي هنا مع مؤونة 50 عام من الطعام و مناديل الحمام و 50 عام من الكوكايين و الذي أنهيته بطريقة ما خلال 10 سنوات |
Burada bir hafta yetecek kadar var. | Open Subtitles | هذه مؤونة أسبوع |
Annemi, Grace'i ve bulabildiğin stoğu almanı ve yer altına inmeni istiyorum. | Open Subtitles | (أريدك أن تأخذ أمي و (غريس و أي مؤونة يمكنك حملها |