Tecavüz edemezler çünkü cinsel organları yüzlerce kilometre ötede olacak. | Open Subtitles | لا يمكنهم إعتصابك لأن أعضائهم التناسلية على بعد مئات الأميال |
Bir zamanlar, yüzlerce kilometre ve binlerce yıl uzakta bir kasaba varmış. | Open Subtitles | كان يا مكان، كان هنالك مدينة على بعد مئات الأميال وملايين السنين |
Belki insanlar buraya gelmek için yüzlerce kilometre yol katediyorlardır. | Open Subtitles | ربما يسافر الناس مئات الأميال فقط ليصلوا لى هنا أين نقف الآن ؟ |
Ve Kuzey Atlantik buzul balinası yüzlerce mil boyunca ses iletebilir. | TED | و حوت شمال الأطلسي الصائب بإمكانه بث إشارات صوتية عبر مئات الأميال. |
Sonra veri analiz için yüzlerce mil uzaktaki iyi donanımlı hastanelerin mobil ağlarına gönderiliyor. | TED | ترسل البيانات عبر الشبكة الخليوية إلى المشافي المجهزة تجهيزاً مناسباً على بعد مئات الأميال بغية تحليلها. |
Ya da bir galon benzinle yüzlerce kilometre dayanan karbüratörleri? | Open Subtitles | أو محركات يمكنها أن تقطع مئات الأميال بغالون واحد من البنزين؟ |
Tek bir sürü yüzlerce kilometre boyunca çok geniş aralıklarla dizilmiş olabilir. | Open Subtitles | مجموعة واحدة قد يكون لها مدى ممتدّاً عبر مئات الأميال. |
Bu gece aranızdaki seyircilerden birine çok önemli bir şey söylemek için yüzlerce kilometre kat ettim. | Open Subtitles | لقد قدت مئات الأميال كي أقول شيء خاص للغاية لشخص بين هذه الجماهير، الليلة |
Bugün hâlâ birbirinden yüzlerce kilometre uzakta, Mars'ın değişik bölgelerini inceliyorlar. | Open Subtitles | ولاتزالان تستكشفان اليوم مناطق ..على المريخ حتي اليوم في مواقع على الكوكب تبعد مئات الأميال عن بعضهما البعض |
Kredi kartlarındaki tek harcama, yüzlerce kilometre uzaktaki benzinliklerden. | Open Subtitles | و العمليات الوحيدة الموجودة على بطاقاتهم الائتمانية كانت من محطات وقود على بعد مئات الأميال |
Üç metrelik kanat açıklığı, çok az bir eforla onun gün boyu yüzlerce kilometre uçarak, hayvan leşi aramasına imkân sağlar. | Open Subtitles | مدى جناحيه ذو التسعة أقدام يحمله مئات الأميال يومياً في البحث عن الجيف الحيوانية، بجهد قليل جداً. |
(Daniel) Gecede yüzlerce yüzlerce kilometre seyahat eder. Pupa feneri olmadan. | Open Subtitles | تقطع مئات الأميال في الليل من دون مصباح أمامي |
Şehirler arasında yüzlerce kilometre mesafe var. | Open Subtitles | لا يعبر حدود الولاية فحسب هذه المدن بعيدة مئات الأميال |
Uzak bir kara parçasından kopup tesadüfen yüzlerce kilometre boyunca okyanusta sürüklenen, birkaç antik canlı. | Open Subtitles | بضع مخلوقاتٍ غابرة سُحبت عرضياً مئات الأميال عبر المحيط قادمة من يابسةٍ نائية |
Ve yırtıcılar onları avlamak için yüzlerce kilometre uzaktan gelirler. | Open Subtitles | والمفترسون يُسافرون مئات الأميال لِيُولموا عليهم |
Yıl boyunca engin tundrada bu şekilde yüzlerce kilometre yol gidiyorlar. | Open Subtitles | على مدار العام، يرتحلون مئات الأميال على هذه الشاكلة عبر التندرة الرحبة |
Daha sonra onları Taliban'ın gündeminde yer alan yüzlerce mil uzaklıktaki katı disiplinli okullara yolluyorlar. | TED | ثم يقوموا بارسالهم، مئات الأميال بعيداً لمدارس متشددة التي تتماشى مع أجندة طالبان. |
Çoğunlukla tamamen düzdür ama bazı yerlerde yüzlerce mil genişliğindeki dev çukurlar tarafından kesilmişlerdir. | Open Subtitles | وهو مسطح تماما في الغالب لكن في بعض الأماكن تجرحه أخاديد ضخمه .بعرض مئات الأميال |
Geri kalan zamanda okyanusta geniş çapta dağılmışlardır, genelde yüzlerce mil uzaktadırlar. | Open Subtitles | وفي غير تلك الأوقات، تجدها منتشرة في أرجاء المحيط في بحثها عن رزقها تجدها بعيدا مئات الأميال عن هذه البقعة |
Hayır,arkadaşlarım yüzlerce km uzakta olduğu için moralim bozuk. | Open Subtitles | لا أنا منزعجة لأن أصدقائي على بعد مئات الأميال من هنا |
Şimdiye kadar herhangi bir yere doğru birkaç yüz kilometre uzaklaşmış olabilirler. | Open Subtitles | ذلك ممكن ان يكون على بعد مئات الأميال في أي اتجاه |
Miller ötesinden bir söylenti başlatırsın, ...ve kimse kontrol etmez. | Open Subtitles | تبدأ بإشاعة عن بعد مئات الأميال لا احد يتحقق منها |