Ya yüzde yüz çalıştırın, ya da çıkartın sistemden, anlaşıldı mı? | Open Subtitles | اجعلها تعمل مائه بالمائه او انسف بها بعيدا . هل هذا واضح ؟ |
Evet. Bu sana yüz dolara malolacak. Sökül bakalım. | Open Subtitles | هذا صحيح ، و سوف يكلفك هذا مائه دولار ، هل توافق |
Mantık yürütmek istemiyorum ama bu kent sadece bir kaç yüz yıl önce bile var olmuşsa.. | Open Subtitles | لا أريد أن أتكلم فى المعنى ولكن حتى لو كانت كذلك منذ مايقرب من مائه عام |
Bu adam genetik araştırmaları yüz yıl ileriye götürebilir. | Open Subtitles | هذا الرجل يمكنه ان يقدم بحث عن الوراثه قد يستغرق مائه عام |
Siyah bir yüzüm var ve orada West'ten ne kadar nefret ettiğime... şahitlik etmeye can atan yüzlerce adama var | Open Subtitles | فأنا وجهى اسود وهناك مائه رجل هناك يموتوا كى يشهدوا كيف اننى كرهت ويست |
Ve şimdi bunun yerine, elimizde iki ceset, tedavi altında bulunan yüz kişi ve kıçını örtmek için eli ayağına dolaşmış bir şirket var. | Open Subtitles | نعم , و بدلاً عن ذلك لدينا جثتان و مائه شخص آخرون في تحسن و شركة واحده تبذل جهدها لتغطيه نفسها |
Ve şimdi bunun yerine, elimizde iki ceset, tedavi altında bulunan yüz kişi ve kıçını örtmek için eli ayağına dolaşmış bir şirket var. | Open Subtitles | نعم , و بدلاً عن ذلك لدينا جثتان و مائه شخص آخرون في تحسن و شركة واحده تبذل جهدها لتغطيه نفسها |
Plakalara bakarsak her yüz tane araçtan biri 89 ile başlıyor. | Open Subtitles | جانب لوحة الأرقام واحدة في كل مائه تبدأ بأرقام 89 |
Şimdi de bir zamanlar vurmam gereken kahpeden yüzde yüz daha fazla zevk alacağım. | Open Subtitles | والان ساصبح مائه بالمائه مسرور اكثر بقتل الحقير كان يجب ان اعود للقتل مرة اخرى |
Az önce yüz kişiyi bizi herkesin aradığı bir şehre getirdik. | Open Subtitles | نحن فقط قدنا مائه من الاشخاص الى مدينه حيث كل شخص يبحث عنا |
yüz metre aşağıda hava var. | Open Subtitles | يجب أن نذهب إلى هناك ، حولى مائه متر للأمام |
Bu sabahki iki tanesiyle birlikte tam olarak yüz yirmi dokuz. | Open Subtitles | مائه وتسعه وعشرون لاكون دقيقا مع البطاقتان التي وصلتا اليوم |
Çığlıkları yüz fersah öteden duyulur. | Open Subtitles | الصراخ مسموع على بعد مائه فرسغ |
On kere, yüz kere bir, çok huzursuz edici. | Open Subtitles | عشره مرات او مائه مره ذلك خطير جدا |
Günde yirmi tane, haftada yüz kırk tane. | Open Subtitles | عشرون يوما , مائه و اربعين اسبوع |
Sırf Metropolitan Galerisi skandalıyla bağlantını örtbas etmek için ... yüz insanın ölümüne sebep olduğun... | Open Subtitles | منذ تحطم تلك الطائره فى كولونى بالمانيا عندما تسببت فى موت مائه شخص فقط لتغطى ... على صلتك |
Alıştırmak için, masayı yüz defa kaldıracaksın. | Open Subtitles | إرفع المنضدة مائه مرة لتقوية ذراعك |
- Kişisel varlığı... ..6-7 yüz bin. | Open Subtitles | -كم لديه ؟ -فقط كومة من مدخراته الشخصية - خمس، ستة مائه الف دولار |
Gizlice girdim, ve yüzlerce titanyum kutu gördüm-- | Open Subtitles | ؟ لقد تسللت هناك ورأيت حوالى مائه صندوق من التيتانيوم |
Bak, burada fazladan bir yüzlük var. | Open Subtitles | إسمع ، هذه مائه دولار إضافية ولكن أسرع |
Yüzbin! | Open Subtitles | مائه الف |