| Matak, gelmek üzere. Bizi restoranda bekliyor. | Open Subtitles | ماتاك هنا بالفعل أنه فى أنتظارنا بالمطعم |
| Matak, benim yerime görüşmeleri yapan bir devlet bakanı. | Open Subtitles | ماتاك هو وزير حكومى يقوم بالمفاوضات بالنيابة عنى |
| Clare'in Sudan'da çalıştığını öğrenir öğrenmez, Matak'la irtibata geçtim ve rüşvet vererek vizesinin iptal edilmesini istedim. | Open Subtitles | عندما أكتشفت أن كلير تعمل بالسودان تقربت من ماتاك وقدمت رشوة له لألغاء تأشيرتها |
| Matak'ı atlatalım, Khartoum'a gidene kadar bize eşlik edilsin derim. | Open Subtitles | سأذكر أسم ماتاك , و سنحصل على توصيلة للخرطوم |
| Hatırlarsan Matak, tuzak kurdu sana adamların da onu takas yerinde öldürmeye çalıştı. | Open Subtitles | ماتاك أوقع بك من قبل , أتذكر ورجالك حاولوا قتله عند التسليم |
| Baz aldığın alanını genişlet. Bu arada Matak ne oldu? | Open Subtitles | قمى بتوسيع دائرة البحث ماذا عن ماتاك ؟ |
| Belki Matak bizi aramaları için göndermiştir. | Open Subtitles | ..... ربما ماتاك أمرهم بالبحث عنا |
| Sana söylemiştim. Matak, mimledi bizi. | Open Subtitles | قلت لك , ماتاك أمر بقتلنا |
| ... Matak Ahmet. | Open Subtitles | ماتاك أحمد |