"ماخور" - Translation from Arabic to Turkish

    • genelevde
        
    • genelev
        
    • geneleve
        
    • kerhane
        
    • kerhaneye
        
    • genelevinde
        
    Ben politikacıyım. Bir genelevde satın alınamayacak şeyler var. Open Subtitles أنا سياسي ثمة أشياء لا يمكن شراءها في ماخور
    Ang-Kirk'ün dışında, genelevde çalışan güzel bir kadın. Open Subtitles انها في ماخور روز المتنقل يخيموا خارج انجكيرك
    Ben genelev işletmecisi değilim. Eski bir arkadaşa yardım ediyorum. Open Subtitles انا لست صاحبة ماخور انا فقط اساعد صديقة قديمة
    Bu arada tavsiye edeceğim bir genelev var. Open Subtitles بالوقتِ الحاليّ، يوجد هناك ماخور سأوصيكم به.
    Körkütük sarhoş olan bir İngiliz geneleve gider. Open Subtitles يقولون أن رجلاً انكليزياً حظيَ بكمية من الشراب أكبر من المعتاد ومن ثم توجه نحو ماخور
    Buradaki yani Faridpur'daki kerhane olmasa normal kadınların sokakta yürümesi bile imkânsız olur. Open Subtitles بدون ماخور "فريدبور"... ...لما استطاعت النساء الخروج دون التحرش بهن
    Bu dünyadaki en iğrenç kerhaneye satılacak. Open Subtitles وستُباع إلى أحقر ماخور في العالم.
    İskoç isyanı bir Fransız genelevinde planlanmış olabiliyorsa o zaman belki de Fransız sarayı tarafından durdurulabilir. Open Subtitles إذا كان التمرد الاسكتلندي يخطط له في ماخور فرنسي ربما يمكن أن يوقف في البلاط الفرنسي
    Sınırın kuzeyinde One-Eyed Jack's adında bir genelevde tutuluyordu. Open Subtitles كانت محتجزة داخل ماخور شمال الحدود يُعرف باسم "وان آيد جاك".
    Alanda öldüğünü düşünmüştüm. 1740'larda Silezya'daydı bu. Sonraki üç haftayı bir genelevde iyileşme dönemi olarak geçirdi. Open Subtitles ضننت أنه قد مات في الميدان كان ذلك في سليسيا 40 قضى الثلاث اسابيع التي بعدها في ماخور في المستشفى شكراً لك يا سيد ماكتافش كنت في سيليسيا 42 عندما أقتحوا البراغ
    Daha önce genelevde ayak işleri mi yapıyordun? Open Subtitles هل كنت فتى مأموريات ماخور من قبل ؟
    Benim ofisim bir genelevde. Open Subtitles ـ مكتبي يقع في ماخور.
    Bay Phillips, ben buraya konuşmak için geldim lanet olası bir genelevde çatışmaya değil. Open Subtitles سيد (فيليبس) جئت إلى هنا للتحدث معك ليس لتبادل إطلاق النار فى ماخور لعين
    Ben genelev işletmecisi değilim, Stephanie, tamam mı? Open Subtitles انا لست صاحبة ماخور ، (ستيفاني) ، حسنا ؟
    Ben genelev patroniçesi değilim. Open Subtitles انا لست سيدة ماخور .
    genelev'e gitmiştim... Open Subtitles كنت في ماخور (بيت دعارة)
    Çalışmalarını 3. cadde ile Sutter'ın köşesindeki geneleve mi taşıdın? Open Subtitles هل قمت بنقل دراستك إلى ماخور على ناصية الشارع الثالث وسوتر؟
    Savaşa gidiyoruz burada, geneleve değil! Open Subtitles نحن ذاهبون الى حرب وليس إلى ماخور
    Kusura bakma, daha önce hiç geneleve gelmemiştim de. Open Subtitles آسفة، لم أذهب إلى ماخور من قبل.
    Hem kerhane, hem de Çin lokantası. Open Subtitles إنه ماخور ومطعم صيني
    Burası kerhane değil, Eric. Benim ofisim. Open Subtitles هذا ليس ماخور يا (إريك) هذا مكتبي
    O takvimi kerhaneye koyacaksan evet. Open Subtitles إن كنتَ تحتفظ بتقويمك في ماخور
    Bizim derhal kerhaneye gitmemiz gerek. Hemen şimdi. Open Subtitles يجب ان تذهب الى ماخور الآن
    Bir de Arminius'un genelevinde çükünü ıslatmak için. Open Subtitles (و ليُرطب قضيبه فى ماخور (ارمينيوس

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more