Korkarım, Merrin aşırıya kaçtı. | Open Subtitles | مارين كان متطرف الى اقصى حد وهذا ما اخشاه |
Belki Peder Merrin kimsenin izleyemeyeceği bir yol seçti. | Open Subtitles | ربما اتخذ الاب مارين طريق لا يمكن لاحد ان يتبعه |
Marren Trudeau, Trudeau Güvenlik adlı borsacılık firmasının kurucusu ve CEO'su. | Open Subtitles | (مارين ترودو) هي المُؤسس والرئيس التنفيذي لشركة الوساطة المالية (ترودو للضمانات) |
Marine Parade vatandaşları, bu çocuğu arıyorum. | Open Subtitles | يا مواطني مارين برايد انا ابحث عن هذا الفتى |
Hey çocuklar,koşuya gidiyorum,ben yokken Marion'a arkadaşlık yapar mısınız? | Open Subtitles | شباب، سأذهب للركض إفعلوا لي معروفاً وأبقوا مارين بصحبتكم في غيابي |
Vali'nin sevgili kardeşi Marian Matthews bugün Mobile'de olacak. | Open Subtitles | أخت المحافظ المحبوبة مارين ماثيوس ستكون في موبيل العصر |
- Maureen LaBelle ile aynı şirkette. | Open Subtitles | إنها نفس الشركة التي تعمل بها (مارين لابيل) |
Evet haberlerim var. Marianne Beausejour hakkında. | Open Subtitles | أجل، أجل ، لدي أنباء تتعلق بــ مارين بوسيزور |
Merrin'in son cin kovma ayiniyle ilgili gerçekler gün ışığına çıkana kadar vasiyetnamesini koruyamam. | Open Subtitles | لا استطيع التحرك لحماية وصية مارين حتى تكون كل الحقائق عن طرد الارواح الاخيرة معروفة جدا |
Ne yazık ki, Peder Merrin'in ölümüne çok az ışık tutuyor. | Open Subtitles | للاسف , القى بضوء قليل عن موت الاب مارين |
Regan, Peder Merrin'in sana geldiği zamanı hatırlıyor musun? | Open Subtitles | ريغان , هل تتذكرى الوقت الذى جاء فيه الاب مارين اليك ؟ |
O zaman, odada ölmeden hemen önceki Peder Merrin'i hatırlamaya çalış. | Open Subtitles | ذلك الوقت فى الغرفة حاولى ان تتذكرى الاب مارين قبل ان يموت |
Marren'ın iş yerinde kadın çalıştırmanın önemine dair bir konuşma bu. | Open Subtitles | ذلك خطاب كتبته (مارين) عن أهمية ترابط الإناث في مكان العمل |
Marren'ın davasını duruşma dışı yapmak için gerçek suçluyu bulmalıyız. | Open Subtitles | إذاً الطريقة الوحيدة لإبقاء قضية (مارين) خارج المحاكمة هي إيجاد المُذنب الحقيقي |
Marren için çalışmaktan herkes senin gibi mutlu mu? | Open Subtitles | أتعتقد ان الجميع سعيد مثلكَ بالعمل لدى (مارين) ؟ |
Marine Laffite mi? | Open Subtitles | مارين لافيت ؟ هل أنت مارين لافيت ؟ |
50 yaşın üzerinde, boşanmış ve geceler boyunca evde oturuyor çünkü onun yaşındaki uygun erkekler Marine benzeyenleri istiyorlar. | Open Subtitles | إنها فوق الخمسين ومطلقة وتجلس ليل بعد ليل لأن الرجال المتوفرين بعمرها يريدون شيئ إغفر لي، لكنّهم يريدون شخص ما يبدو مثل مارين |
Geçen hafta Francis Marion'la telefondaydık. | Open Subtitles | الأسبوع الماضي كنت على الهاتف مع فرانسيس مارين |
Rica ederim. Peki Marian Matthews'i BlueBell'e nasıl getireceğiz? | Open Subtitles | وكيف سنجعل مارين ماثيوس تأتي الى بلوبيل ؟ |
Maureen, senaryo yok. Kendi hasta dosyalarınızı inceleyebilirsiniz | Open Subtitles | مارين) ليس هناك أي احتمال) بأن تتفحصي ملفات المرضى الخاصة بك |
"Marianne'in Kaprisleri" oyununun gündüz gösteriminde, oyun bir zamanlar birbirlerine çok yakın grubun sık sık birbirleriyle görüşmelerini konu etmektedir. | Open Subtitles | " وفي عرضٍ صباحي لـ"لي كابريس دي مارين المسرحية التي كانت محبوكة بإحكام والتي عرضت جميع مشاهدها معاً |
Arkadaşım Marnie ve ben biz onunla Hollywood'da uyduruk bir bara gittik. | Open Subtitles | باحدى صديقاتي مارين يذكرني هذا عندما ذهبنا معا ذهبنا الى بار بهوليود |
Onlardan biri olan Hanna Marin Mona'nın odasına girmeme bile izin vermedi. | Open Subtitles | واحده منهم، هانا مارين لم تسمح لي حتى ان ادخل غرفة مونا |
Bronn, Sör Meryn bir daha konuşursa, öldür. | Open Subtitles | برون، المرة القادمة إذا تكلم مارين اقتله |
Ridge Gölü'nde denizci cesedi bulunmuş. Gidelim. | Open Subtitles | لدينا جندي مارين متوفي في بحرية ريدج لنذهب |
Ölen Bahriyelinin arabasında. | Open Subtitles | في سيارة مارين ميت. |