| Macy ve Gimbel gibi iki büyük yetenekle ilk defa karşılaşıyorum. Ne diyorsun? | Open Subtitles | موهبتان رئيسيتان تَجتمعانِ للمرة الأولى، مثل ماسي وغيمبل. |
| Macy'nin yerinden, üçüncü kat, ev eşyaları bölümünden. | Open Subtitles | من متجر ماسي ، الطابق الثالث قسم الأدوات المنزلية |
| Evlerini gecindirmelerine eslerine elmas yuzuk veya bir tekne almalarina yardim ediyoruz. | Open Subtitles | نساعدهم بشراء المنازل و نساعدهم بأن يشتروا خاتم ماسي لزوجاتهم.. فوارب ربما |
| - Evet. Evlerini geçindirmelerine eslerine elmas yüzük veya bir tekne almalarina yardim ediyoruz. | Open Subtitles | نساعدهم بشراء المنازل و نساعدهم بأن يشتروا خاتم ماسي لزوجاتهم.. |
| Şehirde çalışıyor Massie Oto Tamircisinde. | Open Subtitles | يعمل في وسط المدينة في مرآب ماسي للسيارات يدعى تانر ساذر لاند |
| Gerçekten bir şeyler anlatan bir hediye pırlanta nişan yüzüğü. | Open Subtitles | أحضرت لها هدية لها معنى حقا خاتم خطوبة ماسي |
| Massi, elinizde fazla kask, oksijen tüpü vs. var mı? | Open Subtitles | (ماسي)؟ هل يوجد المزيد من الأشياء هنا؟ الخوذات؟ |
| Oh, bilmeni isterim ki, ah, Pam Macy ile evlendim. | Open Subtitles | أنا فقط أريد أن أخبركِ بذلك،،، لقد تزوجت "بام ماسي" |
| Böylece Macy'ler Conway'ler aynı sayfanın 3'te birini kaplamışlar. | Open Subtitles | أنظر لذلك , كل من ماسي وكونواي عنده ثلاثة أرباع نفس الصفحة. |
| Macy, Tim. Bana Macy demeni söylemiştim. | Open Subtitles | إسمي ماسي يا تيم أخبرتك مسبقا أن تنادني ماسي |
| Bir kadınla seks yaptım, Macy. Adı Joan. | Open Subtitles | لقد مارست الجنس مع إمرأة أخرى يا ماسي إسمها جوان من ولايه أوماها |
| Macy benden ayrıldı, Orin Bill'i aramış, işimi kaybedeceğim. | Open Subtitles | ماسي تركتني و أورن إتصل مع رئيسي و سوف أخسر وظيفتي |
| Bir sürü parmak izi, Macy's marka 32 beden bir erkek kemeri Çin lokantasında sipariş edilmiş birkaç kutu yemek. | Open Subtitles | ثمانية ملايين بصمة, حزام الرجل ماركة ماسي, ومقاسه 32, علبتين من طلبات الطعام الخارجي |
| Gelecek hafta bir kura çekileceğini ya bir Chevrolet Blazer, elmas kolye ve İtalya ya da Fransa gezisi kazanacağımı söylediler. | Open Subtitles | سيكون هناك سحب الإسبوع القادم و سأربح أمّا سترة صيد او عقد ماسي أو سفرة الى ايطالياأو فرنسا لا أتذكّر |
| Eş düğün yüzüğünü takar,metres ise, elmas yüzük. | Open Subtitles | تلبس الزوجة عقد الزفاف، العشيقة، عقد ماسي |
| - Orda elmas tozu oldugunu söylemiştin... | Open Subtitles | قلت بأنه كان هناك غبار ماسي في الأنفاق القديمة |
| Bay Massie. En sevdiğiniz yere bir yolculuk daha. | Open Subtitles | سيد ماسي رحلة أخرى نحو حيك المفضل |
| Massie, bunu haftalar önce konuştuk. | Open Subtitles | ماسي, لقد تحدثنا عن هذا قبل أسابيع |
| Massie ile ikinizin anlaşmanıza sevindim. | Open Subtitles | إنني سعيدة وحسب لأنكِ و ماسي تندمجان |
| Bu arada, Kandi'ye pırlanta kolye almak durumundasın. | Open Subtitles | (بالمناسبة، ستحتاج لشراء عقد ماسي لـ(كندا |
| Ve bas gitarda Nick Massi. | Open Subtitles | و عازف الغيتار الجهير, (لدينا (نيك ماسي. |
| Peppino Masi, Salvo Tirollo ve Nino Tagliavia cinayetleri. | Open Subtitles | (بقتل (بيبينو ماسي (سالفو تيروللو) و (نينو تاليافيا) |
| - Sadece elmaslarımı bana geri ver. | Open Subtitles | فقط اعيدى لى ماسي. |
| Massey Çin'den, Rusya'dan, Dubai'den zengin kişilerin oynamasına izin veriyordu. | Open Subtitles | ماسي سمحت لكل الطامحين الأغنياء من الصين .. روسيا .. |
| Bir ulukurt. | Open Subtitles | إنهُ ذئب ماسي. |
| Bu üzerinde elmaslar olan bir yüzük; saf elmastan yapılmış olanlardan değil, değil mi? | Open Subtitles | حسنا, فقط للتوضّيح هذه خاتم مرصع بالماس ...ليس خاتم ماسي صحيح |