yaptığımız çözümler formüle etmekti hiçbir şeyinizin olmadığı bir durumdan bir hedef duruma nasıl gidileceğine dair. | TED | مافعلناه أننا صغنا وصفات لكيف تنتقل من حالة البداية حيث ليس لديك شيء إلى حالة الهدف. |
yaptığımız şey rastgele ve kontrollü denemelerdi Udaipur bölgesinde 134 köyde. | TED | إذن مافعلناه كان، قمنا بتجربة عشوائية محكمة في 134 قرية من مقاطعة أديبور |
Üzgünüm ama yaptığımız şey bir hataydı. | Open Subtitles | .اناآسف,لكن. كماتعلم,مافعلناه, كانت غلطة |
Az önce yaptığımız şeyi toplum içinde yapmak bir çok eyalette yasadışı. | Open Subtitles | و ليس أمام الناس حسناً، إن فعل مافعلناه للتو أمام الناس أمر غير قانوني في معظم الولايات |
Böylece bunu yaptık. | TED | وهذا كان بالضبط مافعلناه. |
Ama onun bana yaptıkları, birbirimize yaptıklarımız yüzünden ondan ayrılamadım. | Open Subtitles | لكنني لم أستطع تركه بسبب مافعله بي .. مافعلناه لبعضنا |
Sen de dünyaya yaptıklarımızı düzelt. | Open Subtitles | وأنتِ ستصلحين مافعلناه ببقية العالم |
Onun için yaptığımız onca şeyden sonra bir teşekkür edebilirdi. | Open Subtitles | كان عليه إظهار بعض التقدير بعد كلّ مافعلناه له |
Ya yaptığımız her şey onları daha da yakınlaştırırsa? Rahatlamalısın. | Open Subtitles | ماذا اذا كان مافعلناه دفعهم ليقتربوا لبعض؟ |
Peder Thomas daha fazla insan bulacak burada yaptığımız gibi o da yeni bir cemaat kuracak. | Open Subtitles | الاب توماس سيعثر على المزيد من الناجئين سيبدأ مجتمع جديد بناء على مافعلناه هنا |
yaptığımız her şey adımızı aklayacak kadar hayatta kalıp eve dönmek içindi. | Open Subtitles | كل مافعلناه ببقائنا على قيد الحياة من أجل تبرئة اسمائنا وعودتنا الى وطننا |
yaptığımız her şey adımızı aklayacak kadar hayatta kalıp eve dönmek içindi. | Open Subtitles | كل مافعلناه ببقائنا على قيد الحياة من أجل تبرئة اسمائنا وعودتنا الى وطننا |
Ama ona yaptığımız şey yüzünden korku içinde yaşıyordu. | Open Subtitles | ولكنها تشعر بعدم الأمان بسبب مافعلناه بها. |
ve biz 2 dakika geç kalırsak bunun yaptığımız yanlışlar için küçük bir kefaret olsun. | Open Subtitles | وإن تأخرنا بدقيقيتن, ستكون تلك تضحية صغيرة, مقابل كل مافعلناه بشكلٍ خاطئ من قبل. |
Geçen iki yılda tek yaptığımız o duvarlara çarpıp birbirimize zarar vermek oldu. | Open Subtitles | الصندوق. وفي السنتين الماضيتين، كل مافعلناه هو أننا دُفِعنا إلى هذه الجدران ومزّقنا بعضنا البعض. |
Anlamıyorsun değil mi? yaptığımız şey yüzünden onu kaybettim. | Open Subtitles | أنت لا تفهمين الأمر, لقد فقدتها بسبب مافعلناه |
yaptığımız tek şey bize eşek yüküyle para kazandırmaktı, tamam mı? | Open Subtitles | مافعلناه أمكننا من الحصول على قدر كبير جداً من المال،حسناً؟ |
Böbrek yetmezliği başlarsa bugün yaptığımız her şeyin boşa gideceğinin farkında mısın? | Open Subtitles | أتدركين بأنه اذا تعرض لفشل كلوي هذا سيلغي كل مافعلناه اليوم في غرفة العمليات |
Ne yazık ki yaptığımız şey tamamen bu. | TED | ولسوء الحظ، هذا بالضبط مافعلناه. |
Tüm yaptığımız sevişmekti. | Open Subtitles | كل مافعلناه اننا مارسنا الجنس. |
Kayda geçmesi için söylüyorum, biraz önce ne yaptık... | Open Subtitles | لعلمك فقط مافعلناه للتو |
"Blake'in altınlarını yarın çıkarcağız. yaptıklarımız için Tanrı bizi bağışlasın." | Open Subtitles | وربما يساعدنا اللورد على مافعلناه |
Geçmişte yaptıklarımızı da inceliyor. | Open Subtitles | هو يراقب كل مافعلناه في ما مضى |