Müzik Amanda'ya yardımcı oluyorsa belki benim ihtiyacım olan da buydu gördüğüm imgelemleri daha iyi anlayabilmek için. | Open Subtitles | لو أن الموسيقى ساعدت أماندا ربما ذلك ماكنت بحاجته لأزالة الارتباك وفهم أفضل |
Güney Padre'ye gelirken beklediğim en son şey buydu. | Open Subtitles | هذا ليس ماكنت اتوقعه عندما اتيت الى ساوث بادري |
Aslında kapıyı bize açtığınızda Ben de tam bunu söyleyecektim. | Open Subtitles | سيدتي .. هذا ماكنت سأقوله لكِ عندما فتحتي الباب لنا |
- Bana deli gibi aşıktı. - Ben de öyle düşünmüştüm. | Open Subtitles | لقد كان مولعاً بي - أجل ، هذا ماكنت أقصده - |
İşte benim de yaptığım şey! | Open Subtitles | هذا ماكنت أقوم به أيضاً مؤكد هذا يجرى فى دم العائلة |
Nasıl bir kaçık olduğunu bilseydim, asla seninle çalışmayı kabul etmezdim. | Open Subtitles | لو كنت اعلم أي نوع من الناس أنت ماكنت وافقت على العمل معك |
İstediğin buydu, değil mi? | Open Subtitles | نعم حسنا ، ذلك ماكنت تتمنيه ، اليس كذلك ؟ |
Savcının aradığı da, senin aradığında buydu. | Open Subtitles | نفس الشيء بالنسبة للدعوة القضائية نفس ماكنت تبحث عنه أنت كان يجب عليها |
Benimde korktuğum buydu. Seni uyarmıştım neden A.I. kullanmanın mantıklı olmadığını. | Open Subtitles | هذا ماكنت أخشاه, وهو ماكنت أحذرك منه ضد إستعمال آلآت ذكيه بالمقام الأول |
Ben de Chandler'ın odasında şey yapıyordum temizliyordum. | Open Subtitles | ماكنت افعله في غرفة تشاندلر هو انني كنت انظفها |
O vızıltının bir dakikasını Ben de dinleyemezdim. | Open Subtitles | ماكنت لأستمع لكلمة أخرى من هذه الرتابه أيضاً |
- Ben de bunu soruyordum. Ukalalığın lüzumu yok. | Open Subtitles | هذا ماكنت اسأل عنه للتوّ وفّر علينا تعليقاتك الساخرة |
- Büyük bir olay yapmalısın. - Ben de onu diyorum ya işte. | Open Subtitles | ـ يجب علينا أن نقوم بخطوة كبيرة ـ هذا ماكنت أقوله يارجل |
İşte orada. Kalın bağırsağıma doğru kaydı galiba. | Open Subtitles | وسأقوم بإعداد كل الذكريات تماما مثلما ماكنت أفعل |
Bilirsin işte... Hayatının nerede olmasını istiyorsun? | Open Subtitles | حيث ماكنت أريد ان يكون في حياتي وماذا تريد ان يكون في حياتك |
Nasıl bir kaçık olduğunu bilseydim, asla seninle çalışmayı kabul etmezdim. | Open Subtitles | لو كنت اعلم أي نوع من الناس أنت ماكنت وافقت على العمل معك |
Eğer ölüm kalım meselesi olmasaydı asla bunu iptal etmezdim. | Open Subtitles | لو لم يكن الأمر موقف حياة أو موت ماكنت تخلفت عن هذا الموعد |
Senin asla böyle bir şey yapmayacağını bilmem gerekirdi. | Open Subtitles | وجب أن أعرف أنك ماكنت لتفعل أمراً مماثلاً |
Sana söylemem lazım, tam olarak duymaya ihtiyacım olan şeyler söyledi ve beni sahneye çıkartacak bir ilham geldi. | Open Subtitles | نعم، وكان مدهشاً وقد قال أشياء هي بالضبط ماكنت أحتاج لسماعه |
Onca yıl içinde tuttuğun bu muydu? | Open Subtitles | هل هذا ماكنت تحمله في صدرك طول تلك السنين ؟ |
Ben artık o işin bir parçası değilim, ki zaten sen de tam bunu istiyordun. | Open Subtitles | لم أعد طرفاً في اعمالـك والذي هو بالضبط ماكنت تريدين |