ne diyeceksin ki zaten? | Open Subtitles | أعني، مالذي ستقوله على ايّة حال ؟ |
Basına ne diyeceksin papaz efendi? | Open Subtitles | مالذي ستقوله للصحافة، أيّها القسّ ؟ |
Ve onlara ne diyeceksin? | Open Subtitles | و مالذي ستقوله لهم؟ |
Bu işi Sid'e bırakmalıydın. Bakalım okul bu konuyla ilgili ne diyecek. | Open Subtitles | لنرى مالذي ستقوله المدرسة بخصوص هذا |
Bakalım mahkeme ne diyecek. | Open Subtitles | سوف نرى مالذي ستقوله المحكمة |
Konuşmak istemiyorum çünkü Ne söyleyeceğini biliyorum! | Open Subtitles | لا أريد التحدث لأنني أعلم مالذي ستقوله |
Ne söyleyeceğini biliyorum. | Open Subtitles | أنا أعلم مالذي ستقوله |
Ama çocuğu öldürmen için sana 2.500 dolar önersem ne derdin? | Open Subtitles | لكن0000 مالذي ستقوله إذ عرضت عليك 2500 دولار من اجل قتل الفتى |
Şimdi ne diyeceksin bakalım? | Open Subtitles | مالذي ستقوله الآن؟ |
- ne diyeceksin ona? | Open Subtitles | مالذي ستقوله لها؟ |
ne diyeceksin? | Open Subtitles | مالذي ستقوله ؟ |
ne diyeceksin ki? | Open Subtitles | مالذي ستقوله ؟ |
istediğini sorduğunda, ne diyeceksin? | Open Subtitles | مالذي ستقوله ؟ |
Santos'a ne diyeceksin? | Open Subtitles | مالذي ستقوله لـ (سانتوس) ؟ |
Ne söyleyeceğini biliyorum. | Open Subtitles | أعرف مالذي ستقوله |
- Ne söyleyeceğini biliyorum. | Open Subtitles | لا، أعرف مالذي ستقوله |
Brad, eğer şimdi Hope'la konuşma şansın olsaydı ne derdin? | Open Subtitles | (براد) ، لو امكنك التحدث إلى (هوب) الآن مالذي ستقوله لها؟ |
ne derdin unvan, Mary'nin iyiliği için bir kenarda kalsaydı? | Open Subtitles | اذاً, مالذي ستقوله لو... أن الورث ذهب لمصلحة (ماري) ؟ |