Ev sahibi, ne zaman işini sorsa hep soruyu geçiştirirmiş. | Open Subtitles | في كل مرة يسألهُ مالك المبنى فهو يتجنب الإجابة |
Ev sahibi hapiste, para durumları da sıkışık. | Open Subtitles | مالك المبنى في السجن و لا نملك الكثير من المال |
Bu Binanın sahibi benim. Size gitmenizi emrediyorum. | Open Subtitles | أنا مالك المبنى وآمركم بأن تغادروه |
Binanın sahibi. Havalandırmayı tamir etmeye çıkmış. | Open Subtitles | مالك المبنى أتى ليصلح مكيف الهواء |
Yeni bina sahibiyle konuşmak istiyorsan Nate'i arayıp randevu al. | Open Subtitles | إذا كنت تريدين الكلام مع مالك المبنى الجديد يجب عليك التكلم مع نيت و حجز موعد معه |
Yeni bina sahibiyle konuşamayacak olman yazık çünkü mantıklı bir adam olduğunu duydum. | Open Subtitles | إذاً لن تقومي بالكلام مع مالك المبنى الجديد ما سوف يعيبك لأنني سمعت أنه رجل واقعي |
Ondan sonra kirasını ödeyebilmek için Ev sahibi ona konsomatris salonunda bir iş buldu. | Open Subtitles | وبعد ذلك... من أجل أن يحصل على إيجار الشقة... قام مالك المبنى السكني بإيجاد عملا لها في ملهى ليلي. |
Ev sahibi binanın içinde güvenlik kamerası olduğunu söyledi. | Open Subtitles | مالك المبنى يقول إن لديهم مراقبة بداخله |
Ev sahibi, Cal Warren'ın fazla çalıştığını söyledi, yani kendini adamış. | Open Subtitles | إن مالك المبنى يقول أن (كال وارين) كان يعمل بجنون لكنهُ كان منغلقاً على نفسهِ |
Binanın sahibi içeride satış için bekliyor. | Open Subtitles | {\pos(192,220)}مالك المبنى ينتظر في الداخل رفقة المضاربين |
Binanın sahibi Lance Truman sizinle konuşmayı bekliyor. | Open Subtitles | لدينا مالك المبنى (لانس ترومان) ينتظر التكلم معكما |
Binanın sahibi öldü ve karısı da bize soruşturmada yardımcı oluyor, dolayısıyla... | Open Subtitles | -حسناً، مالك المبنى ميّت ، وكانت زوجته معنا في التحقيق، لذا... |
Yalıtım konuşuldu zaten bina sahibiyle. | Open Subtitles | العزل تم مناقشته فى السابق مع مالك المبنى. |
Oraya gittim ve bina sahibiyle görüştüm. | Open Subtitles | لقد ذهبتُ إلى هُناك , و تكلّمتُ مع مالك المبنى |