Burada, Birleşik Devletler'de, dünyanın bir çok ülkesindekinden daha iyi olmayan sonuçları almak için kişi başına daha çok Para ödüyoruz. | TED | هنا في الولايات المتحدة الأمريكية نحن ننفق مالًا كثيرًا للشخص الواحد من أجل نتائج ليست أحسن من دول كثيرة في العالم. |
Müşterimiz tesisin kaçılamaz olması için bir yığın Para ödüyor. | Open Subtitles | ثمّة أناس كثر يدفعون مالًا طائلًا ليظلّ هذا السجن منيعًا |
Birinin yemek almak için paraya ihtiyacı olduğunda hırsızlık yapmasına anlayış gösterebilirsiniz. | Open Subtitles | تستطيع فهم لماذا الرجل يسرق إذا إحتاج مالًا لوضع طعام على المائدة |
paraya ihtiyaç duyardık, kiramızı ödemek veya elbise almak için. | TED | سنريد مالًا لندفع الإيجار ولنشتري الملابس. |
param olsaydı verirdim ama işsizim. | Open Subtitles | إذا كان لدي مالًا سوف أعُطيهِ لكِ ولكني عاطلٌ عن العمل |
Ondan daha fazla param olmasına rağmen nafaka da alacağım çünkü vakıf fonu gelir olarak sayılmıyor. | Open Subtitles | وسأحصل على دعم مادي على الرغم من أنني أمتلك مالًا أكثر لإن الصندوق الإئتماني لا يحسب كدخلٍ |
Bizler, işçilerin daha fazla parası olması halinde, işletmelerin daha fazla müşterisi olacağını ve daha fazla çalışana ihtiyaç duyacağımızı hatırlattık. | TED | فنحن تذكرناهم عندما اكتسب العاملون مالًا أكثر، الشركات لديها العديد من المستهلكون وتحتاج للعديد من الموظفين |
Yedi kişiye daha yetecek kadar paran var mı? | Open Subtitles | لا بأس، أتملك مالًا لـ 7 آخرين؟ لأنّي لا أملك. |
Müvekkilimizin rakiplerinden bu uyduruk davayı açmak için Para aldın. | Open Subtitles | ولن تكون الأخيرة أخذت مالًا من منافسي عميلنا لتبني القضية |
Ben ve arkadaşlarım oradaki faaliyetlerimize izlenemez likidite sağlamak için Doğu'da Para istiyoruz. | Open Subtitles | أنا وأصدقائي نريد مالًا في الشرق لتوفير سيولة لايمكن تعقبها، لأجل أنشطتنا هناك. |
Bu hafta geçtiğimiz beş aydan daha fazla Para kazandık. | Open Subtitles | لقد جنينا مالًا هذا الأسبوع أكثر من الأشهر الخمس الماضية |
Aniden benimle bağlantıya geçip, Para teklif etmen hep iyi niyetinden mi yani? | Open Subtitles | إذن ظهرت لي فجأة وقدمت لي مالًا طيبة منك؟ |
Onun kelimeleriyle ifade edecek olursam yeterince paraya, anasını bile satabilecek bir yapıya sahipti. | Open Subtitles | دعني اضعها في كلماته أعطيني مالًا كافيًا أشُهد لكم و أقول ما تريدون |
En yüksek teklifi verene sat. Böylece hayat boyu harcayabileceğinden çok daha fazla paraya sahip olacaksın. | Open Subtitles | أعقدي مزاد وبيعِها لمن يدفع أكثر، وستجني مالًا ستعجزين عن إنفاقه طيلة حياتكِ |
Kız hamile, bir başına, paraya ihtiyacı var, ve ben de onu görmeliyim. | Open Subtitles | إنها حامل ووحيدة، وتحتاج مالًا وعليّ رؤيتها. |
paraya gerçekten ihtiyacım vardı ve çok Para kazandılar ve... | Open Subtitles | أردت حقًا المال وهم دفعوا مالًا كثيرًا و |
İki kişilik geçiş ayarladım. param da iki kişiye göre. | Open Subtitles | أمّنت وسيلة نقل لشخصين، ووفرت مالًا لشخصين. |
param yok, babamdan alırsın. | Open Subtitles | لا أملك اي مالًا,رجلي المسن سوف يدفع |
Çok isterdim gelmeyi ama hiç param yok. | Open Subtitles | أود الذهاب معكم لكن لا أملك مالًا. |
parası iyice tükenince, biraz daha itibarsız bir yerden borç almak zorunda kalmış. | Open Subtitles | حينما وصلَ إلى الحدّ الاقصى من الاقتراض، أُجبِرَ على أن يأخذ مالًا من مقرضين أقل سمعةً. |
O oligarşici adamlar, Medellín'den gelme bu Kolombiyalının kendilerinden zeki ve çok daha fazla parası olmasına tahammül edemediler. | Open Subtitles | هؤلاء القلة من الناس لن يسمحوا بنجاح كولومبي من ميدلين يملك مالًا وذكاءً أكثر منهم |
Zaten sana ödeme yaptık. Çekici parası için sana tüm paramı vermiştim. | Open Subtitles | لقد دفعنا لك مالًا بالفعل لقد أعطيتك كل ما معي لتتركها. |
Harika,zengin mükemmel bir kız, kardeşin olmasından daha zor bir şey var ise o da paran kalmadığından dolayı birazcık Para vermesini istemektir. | Open Subtitles | الأسوأ من إضطرارك لسؤال أختك حادة المزاج والمثالية الجميلة الغنية, بأن تقرضك مالًا لأنك مفلسة |