Eğer ne istediğini anlamanın düşman hakkında bilgi edinmenin bir yolu varsa-- | Open Subtitles | لو أن هناك طريقة نستطيع بها أن نعرف مايريد ونتعلم عن عدونا |
İstediğini alıyorlar, geri kalanını bana bırakıyorlar ve ben de satıyorum. | TED | فالأوز يحصل علي مايريد ويتركن البقية له ولعائلته |
Ona öğrenmek istediğini söylemezseniz sizi öldürür. | Open Subtitles | اذا لم تخبره مايريد معرفته , سوف يقوم بقتلك |
Geldiğin için çok mutluyum, eğer daha önce gelip söyleseydi istediği olabilirdi. | Open Subtitles | انا سعيد لوجودكم هنا فربما يحصل على مايريد |
Kendi gözlerinle görmeni istedim. Korumak istediği şeyler bunlar. | Open Subtitles | أردتك أن ترى حقيقتهم هذا هو مايريد حمايته |
Şu andan itibaren Almanlar ancak Führer'leri neyi bilmelerini isterse, onu bilecekler. | Open Subtitles | الشعب الألماني لا يعرفون سوى مايريد القائد لهم ان يعرفوا |
Bak Hans Christian, Hesselboe geniş çaplı bir uzlaşma istiyorsa, bedelini ödemeli. | Open Subtitles | ان اراد هيسيلبو ان يحصل على مايريد فسيكلفه الامر |
Sen IRA'dan değilsin Mairead. | Open Subtitles | أنتِ لستِ "الجيش الجمهوري الايرلندي "مايريد. |
Burası New York. İnsan istediğini yapabilir. | Open Subtitles | هذه مدينة نيويورك الرجل يستطيع ان يفعل مايريد |
Eğer istediğini elde ettiyse, neden hala burada? | Open Subtitles | لذا , إذا حصل على مايريد لماذا يبقى هنا ؟ |
Herkes istediğini alır." | Open Subtitles | استغل وفي النهاية ارمه بعيداً فكل واحد يأخذ مايريد |
Kadehimi burada bulunan arkadaşlarım ve istediğini elde eden herkes için kaldırıyorum. | Open Subtitles | نخب تجمعنا ثانيةً و لكل شخص حصل على مايريد |
Bir hafta önce kafasına silah dayadığınızı ve bu gece de birlikte pasta yediğinizi düşününce istediğini elde eden bir adam olduğu belli oluyor. | Open Subtitles | وبالنظر أنه قبل اسبوع كان مقيدا والآن يجلس حرا ويأكل الكيك أقول أنه شخص يلقى مايريد |
Ona istediğini verirsen, büyük ihtimalle ikinizi de hemen öldürecektir. | Open Subtitles | اذا اعطيت برينن مايريد الفرصه بأنه سيقتلكما |
Peygamber'in istediğini erkek kardeşim sayesinde anlamıştım. | Open Subtitles | كان اخي الذي جعلني افهم ان النبي كان يستطيع ان يفعل مايريد |
İstediği herşey önüne serildi. | Open Subtitles | لقد صحل على كل مايريد فقط كل ماعليه مد يديه |
Nathan,o daha 4 yaşında. Tek istediği babası gibi olmak. | Open Subtitles | نايثن, انه بالرابعه من عمره كل مايريد فعله هو ان يصبح مثل والده |
Ama ,tanrı istediği herhangi bir şeyi yapabildiğini düşünmüştüm | Open Subtitles | لكنني اعتقدت أن الله يفعل كل مايريد أن يفعله |
Bu kokuşmuş krallıktaki her insanın istediği gibi. | Open Subtitles | بقدر مايريد كل شخص في هذه المملكة المتعفنة |
O sadece beni hiç umursamadan canı nasıl isterse öyle davranıyor. | Open Subtitles | انه يريد مايريد في أو قت يريد بلا ان يفكّر أن ذلك قد يؤثر عليّ |
O güne kadar neye isterse ona inansın. | Open Subtitles | حتى ذلك الحين يمكنه أن يصدق مهما يكن مايريد تصديقه. |
Ne istiyorsa onu yapacaktır eğer doğru yetiştirildiyse o zaman doğru kararlar alabilecek yeteneği vardır. | Open Subtitles | سيفعل مايريد فعله وإن كنتي بالفعل ربيتيه جيدا فإنه لديه الأدوات بالفعل لاتخاذ القرارات الصحيحه |
Mairead McGuire ortada Betty Williams ta sağda Kuzey İrlanda'ya barış getiriyorlar. | TED | مايريد ماجوير فى المنتصف ، بيتى ويليامز على الجانب الأيمن -- لإحضار سلام إلى شمال إيرلندا . |
İnsanlık bir hastalık, Myriad ise şifası. | Open Subtitles | الإنسانية مرض مايريد هو العلاج |
İstediklerini yapması için diğerlerini ikna etti. Altını önce almak istiyor. | Open Subtitles | اقنع الاخرين على ان يفعل مايريد يريد ان يأخذ الذهب قبلا |