Bir kez istediklerini alınca, sonraki adım ortadan kaybolmaktı. | Open Subtitles | عندما حصلوا على ما أرادوه الخطوة التالية هي أن يفسدوا الأمر |
Çalıştığın insanlar, istediklerini yerine getirdiğin an seni ıskartaya çıkarmaya hazırdı. | Open Subtitles | لإنهاء القضية هؤلاء من تعمل معهم كانوا على وشك إنهاءك في أقرب فرصة تُنهي ما أرادوه منك |
Her eve girip istediklerini aldılar. | Open Subtitles | و فتّشوا بيتاً بيتاً و استولوا على ما أرادوه |
Eşinizin düşmanlarının baştan beri istedikleri şey zaten buydu. | Open Subtitles | ما يعطي أعداء زوجك ما أرادوه تماماً في المقام الأول |
Ama gerçekte istedikleri şey çok soru sormayacak biriydi. | Open Subtitles | لكن ما أرادوه حقا هو شخص لن يطرح العديد من الأسئلة |
Söylemek istediğim eğer istediklerini yaparsan yakalanmana izin verirsen hâlâ kontrolün onlarda olduğunu düşünecekler. | Open Subtitles | كل ما اقوله، إنه إذا فعلت ما أرادوه دائمًا إذا تركتنا نمسك بكِ حسنًا، عندها سيبقوا يعتقدون أنهم مسيطرون |
Korsanların istedikleri herneyse, istediklerini elde ettiler. | Open Subtitles | وعندما أخذ القراصنة ما أرادوه |
- Biz de tam istediklerini yaptık. | Open Subtitles | و قدْ أعطيناهم كلّ ما أرادوه |
Onlara istediklerini verdim. | Open Subtitles | أعطيتهم ما أرادوه مني |
İstediklerini yaptım. | Open Subtitles | إذا قمت بفعل ما أرادوه |
- Geniilar istediklerini aldılar. | Open Subtitles | حصل الـ((جيناي)) على ما أرادوه |
Onlara istediklerini verdim | Open Subtitles | أعطيتهم ما أرادوه... |
Tam olarak istedikleri şey de buydu. | Open Subtitles | هذا بالضبط ما أرادوه |
Tek istedikleri şey... | Open Subtitles | وكل ما أرادوه كان بأن ... . |