"ما أسميه" - Translation from Arabic to Turkish

    • diye buna derim
        
    • benim
        
    • adını verdiğim
        
    • diye adlandırdığım
        
    • olarak adlandırdığım
        
    • diye ben
        
    • ben buna
        
    • kendi deyişimle
        
    Dostlarım, makine çalışıyor. İşte deha diye buna derim! Open Subtitles أصدقائي، المحرك يعمل هذا ما أسميه "إعمال العقل"!
    benim Asya birliği dediğim, Güneydoğu Asya ulusları arasında bir barışa doğru evriliyor. TED إنها تتطور إلى ما أسميه باكس آسيانا، سلام بين دول جنوب شرق آسيا.
    Fakat Android'in hakimiyeti, "dijital güvenlik parçalanması" adını verdiğim şeye yol açtı. TED ولكن سيطرة الأندرويد أدت إلى ما أسميه "انقسام الأمن الرقمي"
    Hepsini bir araya getirerek anlamlı bir hayatın dört kolonu diye adlandırdığım şeyleri buldum. TED نجمع ذلك كله معاً، لقد وجدت أن هناك ما أسميه أربع ركائز لحياةٍ ذات مغزىً.
    Anlatacağım, biyomimetiğin ötesinde bir hikaye. Biyokarşılıklılık olarak adlandırdığım olguyla ilgili bir hikaye. TED إنها قصة عن ما بعد التقليد الحيوي إلى ما أسميه التبادل الحيوي
    İşte 4 Temmuz partisi diye ben buna derim! Open Subtitles الآن هذا ما أسميه إحتفال الرابع من يوليو
    İşte ben buna sosyal bulaşma derim. Gerçekten de çok etkili ve aynı zamanda heyecan verici. TED هذا ما أسميه بالعدوى الاجتماعية، وهي حقاً قوية و مثيرة حقاً.
    Sık sık tarihin, kendi deyişimle, Rushmore Dağı modeli olduğunu düşünüyorum. TED في معظم الأحيان، أعتقدُ أن التاريخ ما أسميه نموذج "جبل راشمور".
    Tükenmek diye buna derim ben. Open Subtitles الآن هذا هو ما أسميه تناول الطعام في
    İşte ben satış diye buna derim, öyle değil mi? Open Subtitles هذا ما أسميه نقل البضائع صحيح؟
    Tehlikeli iş diye buna derim. Open Subtitles ..هذا ما أسميه وظيفة محفوفة بالمخاطر
    Ve bence, eğer tüm bu filtreleri bir araya alırsanız, tüm bu algoritmaları alırsanız, benim dediğim filtre baloncuğu elde derseniz. TED وأعتقد أنه إن أخذت كل هذه المرشحات معا، وأخذت كل هذه الخوارزميات، تحصل على ما أسميه فقاعة الترشيح.
    Bunu, benim deyişimle, insanlık için gıdayı üretmek, 17 kuruşa mal oluyor. TED التكلفة هي 17 سنت لإنتاج ما أسميه الغذاء لأجل البشرية.
    İşte bu benim Marslı alfabesi dediğim şey, aynı bizim alfabe gibi, A sesi A harfi, B sesi, B harfi, C sesi, C harfi... TED هذا ما أسميه بالأبجدية المريخية، مثل أبجديتكم، ألف هي ألف، باء هي باء، جيم هي جيم،
    Bu hikayelere sadece modellerle ve algoritmalarla bakarak kaçırdığımız şey "veri insanlığı" adını verdiğim şeydir. TED ما فقدناه بالنظر إلي هذه القصص فقط من خلال النماذج والخوارزميات هو ما أسميه "إنسانية البيانات."
    Sanat, varlığımıza yardımcı olan ve kendimizi ölçüsüz, hesapsız bir biçimde ifade etmemizi ve öyle kalmamızı sağlayan, bizi harekete geçiren ve motive eden büyülü yaşam adını verdiğim şeyi yaratır. TED يخلق الفن ما أسميه بالحياة الساحرة، التي تساعد وجودنا وتدفعنا وتشجعنا وتلهمنا لنعيش ونعبّر عن ذاتنا دون قياسات أو إحصائيات.
    İşte "öyküsel hibritler" adını verdiğim ikinci bölüm ortaya çıkıyor -- yarattığımız binalarda göz önüne serilen birçok eşzamanlı hikâyenin yapısı. TED وهنا يأتي دور المصطلح الثاني، وهو ما أسميه "هجين من الروايات": أي هياكل من قصص متعددة ومتزامنة تتشعب في أنحاء المباني التي نبتكرها.
    Ve 'retrofuturism' (geçmişçi gelecekçilik) diye adlandırdığım alanda çok çalışıyorum, yaptığım şey, geçmişte insanlar geleceği nasıl görüyordu diye maziyi yoklamak. TED وأعمل كثيرا في ما أسميه retrofuturism -المستقبلية الرجعية- وهى أن ننظر إلى الوراء لنرى كيف رأى الاجداد الغد
    Eğer bunu yapmak için herkesi cesaretlendirebilecek tek bir şey varsa, politikacıları, dini liderleri ve bizi, Ahlaksal hayal gücünü geliştirmek diye adlandırdığım şey olabilir. Başka bir deyişle, sizin çok farklı durumlarda, kendinizi başkalarının yerine koyma yeteneğiniz ile ilgilidir. TED إذا كان هناك شيء واحد يمكن أن أشجع الجميع على القيام به ، السياسية، و زعماء الدين، وبيننا، وسيكون ما أسميه بتوسيع المخيلة الأخلاقية. حسنا. وهذا يعني قدرتك على وضع نفسك في حذاء الاخرين الذين هم في ظروف مختلفة جدا.
    Üçüncü düşünceler dizisi de “tartıştığımız fikirler” diye adlandırdığım içinde mücadelede ettiğimiz, bazı şeyleri nasıl yapabilirizle ilgili ideolojik bir savaş olan düsünceler. TED المجموعة الثالثة من الأفكار هي ما أسميه "الأفكار التي نتصارع من اجلها" أفكار لدينا فيها صراع صراع ايديولوجي حول كيفية عمل الاشياء
    Son olarak, ve muhtemelen en önemlisi, benim doğanın geri dönüşüm sistemi olarak adlandırdığım şeye uygun maddeler yaratıyor olmamız lazım. TED وأخيرا، وأعتقد ربما الأهم من ذلك ، ينبغي أن نصنع موادا تنسجم مع ما أسميه نظام إعادة التدوير في الطبيعة.
    benim "ilk hayatım" olarak adlandırdığım hayatta... yaklaşık 35 yaşıma kadar yaşlandım... yani sizin gördüğünüz adam. Open Subtitles في ما أسميه اول عمر لي كبرت حتي 35 عاماً ما ترونه الآن
    Ve sonra bu evreni terk edip, şimdi çekirdek olarak adlandırdığım yere gittik. Open Subtitles ثم تركنا هذا الكون وخرجنا إلى ما أسميه الآن بالصميم
    Centilmence davranış diye ben buna derim! Open Subtitles هذا ما أسميه أخلاق الرجل النبيل
    İşte ben buna gerçek özgürlük derim, sence? Open Subtitles هذا ما أسميه الاستقلال الحقيقى أليس كذلك؟
    Daha sonra yatılı okuldayken arkadaşlarım ve ben Polaroid kameralar satın aldık ve sonra oto-portrelerle ya da kendi deyişimle "ilk-selfie oto-portrelerle" deney yapmaya başladım. TED لاحقاً، عندما كُنت في مدرسة داخلية، اشترينا أنا وأصدقلئي كاميرات بولارويد، بعدها بدأت بتجربة البورتريه الذاتي، أو ما أسميه "أصور نفسي تصوير ذاتي."

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more