Düşündüğüm şey senin para çekme işlerinle ilgili çok yoğun olman. | Open Subtitles | ما أظنّه هو أنّكِ تمرّين بوقتٍ صعب مع تراجعكِ |
Eğer Düşündüğüm şey oluyorsa, olmasa iyi olur. | Open Subtitles | إذ كان ما أظنّه هو ما يحدث... فيستحسن ألاّ يكون. |
Bunun Düşündüğüm şey olmadığını söyle lütfen. | Open Subtitles | رجاءً أخبرني هذا ليس ما أظنّه. |
Yani şu an önemli olan benim ne düşündüğüm. | Open Subtitles | إذاً أفترض ما أظنّه مهم بشّدة في الوقت الحالي |
Gelecek sefer benim hakkımda kötü düşündüğünde benim senin hakkında ne düşündüğümü aklına getir. | Open Subtitles | حين تظنّ فيّ السوء مُجددًا فتخيّل ما أظنّه فيك من سوء الآن |
öyle düşünüyorum. | Open Subtitles | هذا ما أظنّه على الأقل |
Ben, grup için doğru olduğunu düşündüğüm şeyi yapıyorum. | Open Subtitles | أنا أفعل ما أظنّه في مصلحة المجموعة |
Bu Düşündüğüm şey mi? | Open Subtitles | أهذا هو فعلاً ما أظنّه إيّاه ؟ |
Düşündüğüm şey mi demek oluyor bu? | Open Subtitles | أهذا يعني ما أظنّه يعني؟ |
Düşündüğüm şey mi demek oluyor bu? | Open Subtitles | أهذا يعني ما أظنّه يعني؟ |
- Benim ne düşündüğüm önemli değil. - Benim için önemli. | Open Subtitles | لا يهمّ ما أظنّه - بل هذا يهمّني - |
Sence? Benim ne düşündüğüm mühim değil Erica. | Open Subtitles | لا يهم فعلاً ما أظنّه يا (إيريكا). |
Benim ne düşündüğüm önemli değil. | Open Subtitles | - لا يهمّ ما أظنّه - |
Gelecek sefer benim hakkımda kötü düşündüğünde benim senin hakkında ne düşündüğümü aklına getir. | Open Subtitles | حين تظنّ فيّ السوء مُجددًا، فتخيّل ما أظنّه فيك من سوء الآن. |
Ben de öyle düşünüyorum ama... | Open Subtitles | ذلك ما أظنّه أيضًا |
Şehir için en iyisi olduğunu düşündüğüm şeyi yapıyorum sadece. | Open Subtitles | -إنّي أفعلُ وحسب ما أظنّه الأفضل للمدينةِ . |