Tek bildiğim, aklımı kurcalayan bir sorunun cevabına götürebilecek bir nesnenin peşinde olduğum. | Open Subtitles | كل ما أعرفه هو أني سأطارد الغرض الذي يحمل إجابة للسؤال الذي يحيرني |
Tek bildiğim şey, ...yarın, ya da ertesi gün, ...buradan gideceğiniz. | Open Subtitles | كل ما أعرفه هو غدا أو بعد غد أنتم سوف تغادرون |
Tek bildiğim, yüksek topuklu bir Meksi-amcık sana bağırıyor, ve birden evlilik bitiyor. | Open Subtitles | كل ما أعرفه هو أن امرأة مكسيكية وبختك و فجأة أصبح الزواج ملغياً |
Bak, neye inanacağımı bilmiyorum. Bildiğim tek şey, bunun nasıl görüneceği. | Open Subtitles | لا أعرف ماذا أصدق كل ما أعرفه هو كيف سيبدو الأمر |
Onu canlı gören son kişilerin siz olduğunu biliyorum. | Open Subtitles | ما أعرفه هو بأنكم كنتم كلكم آخر ناس شاهدوها حيّة. |
Tek bildiğim o kızı çok sevdiğim. | Open Subtitles | كل ما أعرفه هو أنني كنت أحب تلك الفتاة جدا |
Tek bildiğim onun için çok üzüldüğüm. | Open Subtitles | كل ما أعرفه هو أنني حزينة جداً عليها |
Bak, bu vaka hakkında bütün bildiğim benim ona yönlendirilmemdi. | Open Subtitles | انظر كل ما أعرفه هو القضية التي تم دفعي لها |
Tek bildiğim; tutumumuzu değiştirip ona yardım etmeye başlamazsak hepimiz bunun bedelini ödeyeceğiz. | Open Subtitles | ما أعرفه هو أننا لم نغير هذا و بدأنا بمساعدته سندفع الثمن جميعنا |
Tek bildiğim şu: Bir ev dolusu kontrolden çıkmış çocuk var. | Open Subtitles | ما أعرفه هو أنه ثمة منزل مليء بالشبان الخارجين عن السيطرة |
Tek bildiğim, işimi yapıp buradan gitmek istediğim. | Open Subtitles | كل ما أعرفه هو أنني أريد أنجاز عملي والخروج من هنا |
Tek bildiğim şu ki; ben, bütün ülkedeki en önemli ikinci seçim bölgesi olan, lanet olası New York'un, lanet olası Belediye Başkanıyım. | Open Subtitles | كل ما أعرفه هو أني العمدة اللعين لمدينة نيويورك اللعينة ثاني أهم مكتب انتخابي في البلاد بأكملها |
Tek bildiğim onlar tıbbi malzeme deposunda tutuluyordu yani geldiğiniz yerde, ve bu iki dahi adam o lanet olası konteyneri açınca.. | Open Subtitles | كل ما أعرفه هو أني كنت أخزنها بالمستودع حيث كنتم وهذان العبقريان تمكنا من فتحها |
Tek bildiğim şey camın kırılması ve kolumun kesilmesi. | Open Subtitles | كل ما أعرفه هو كسر نافذة وحصلت على قطع من الزجاج المتطاير. |
Bildiğim şey, babanın karısına aptalca şeyler yapan ilk polis olmadığı. | Open Subtitles | ما أعرفه هو أنّ والدك لن يكون أوّل شرطيّ يخون زوجته |
Bildiğim şey, birbirine bu kadar sadık Başka iki kişi görmediğimdir. | Open Subtitles | ما أعرفه هو أنّي لم أرَ شخصين قط موالين لبعضهما البعض |
Bildiğim tek şey bir gece onu yalnız bıraktım ve o intihara kalkıştı. | Open Subtitles | كل ما أعرفه هو أني تركتها ليلة واحدة وفي هذه الليلة حاولت الانتحار |
Ama sabahleyin İrlanda'ya kalkacak bir uçak olduğunu biliyorum. | Open Subtitles | لكن ما أعرفه هو أن هناك رحلة تغادر الى ايرلندا في الصباح |