Portland vatandaşlarını polisin Elinden geleni yaptığına dair temin ederim. | Open Subtitles | أودّ تطمين مواطني بورتلاند أن الشرطة تقوم بكل ما بوسعها |
Bir ilkokul öğretmeni olarak annem, iyi okuma becerilerine sahip olduğumdan emin olmak için Elinden geleni yaptı. | TED | كمعلمة في المدرسة الابتدائية، فعلت أمي ما بوسعها لتتأكد أن لدي مهارات جيّدة في القراءة. |
Beni, hala sevdiğine ikna etmek için Elinden geleni yaptı. | Open Subtitles | لقد فعلت كل ما بوسعها لتقنعنى انها مازالت تقع فى حبى |
Anne hareket etmeye devam ettiği sürece güvende olacaklar ve o da acele etmek için elinden gelenin en iyisini yapıyor. | Open Subtitles | لقد أتت من أجل عجلها. إذا ما استمرت الأم بحركاتها حول صغيرها سوف يبقى في أمان، وهي تفعل ما بوسعها لتحثه علي الإسراع. |
Beyefendi, lütfen böyle yapmayın. O, Elinden geleni yapıyor. | Open Subtitles | سيدي، أرجوك لا تجعلها تفعل لك إنها تفعل ما بوسعها |
kendisiyle birlikte herkesi aşağı çekmek için Elinden geleni yapacaktır. | Open Subtitles | أنها ستفعل كا ما بوسعها لتهدم المعبد على كل من تستطيع |
Mahkemede yaptığım şeyden dolayı çok öfkeli ve öfkesini şirketinizden çıkarmak için Elinden geleni yapacak. | Open Subtitles | إنها تشيط غضباً لما فعلتُه بها في قاعة المحكمة، و ستبذل كلّ ما بوسعها لتنتقم لذلك من شركتكم |
Arayan hemşire, onu orada tutabilmek için Elinden geleni yapmış. | Open Subtitles | الممرضة التي إتصلت، تعمل ما بوسعها لإبقاء مسافتها |
Para kısıtlamasına rağmen anne oğluna hoş bir ortam yaratabilmek için Elinden geleni yapmış. | Open Subtitles | المال قليل و لكن الام فعلت ما بوسعها لتخلق عالما لطيفا لابنها |
Eminim mektubu ulaştırmak için Elinden geleni yapacaktır. | Open Subtitles | واثق للغايّة إنها ستفعل ما بوسعها .لإيصال هذا الخطاب إلى أمكِ |
Elinden geleni yaptı ama müdür yardımcısı gerçekten bizim olayın içindeydi. | Open Subtitles | ....... لقد بذلت ما بوسعها , لكن نائب الرئيس كان المسؤول عن قضيتنا |
Elinden geleni yaptı, değil mi? Momoko-chan... | Open Subtitles | موموكو-تشان قد حاولت حقًّا بذل ما بوسعها |
Annesinin Elinden geleni yaptığını daima hatırlayacak. | Open Subtitles | وما سيتذكّره أن أمه بذلت كلّ ما بوسعها |
Beni düzeltmek için de Elinden geleni yapıyor. | Open Subtitles | إنها تفعل ما بوسعها لإصلاحي أيضاً |
Ajan Hanna, LAPD arabanızı bulmak için Elinden geleni yapıyor. | Open Subtitles | وأمر آخر عميل " هانا " الشرطة تفعل كل ما بوسعها لتجد سيارتك |
Kayıtlar makinenin onu kurtarmak için Elinden geleni yaptığını gösteriyor. | Open Subtitles | السجلات تثبت بأن الآلة فعلت... كل ما بوسعها لإبقائها على قيد الحياة... |
Demek istediğim elinden gelenin en iyisini yaptı , her zaman beni kanatlarının altına aldı. | Open Subtitles | أعني ، أنها فعلت ما بوسعها وضمتني دائماً تحت جناحها |
Mükemmel olmayabilir ama elinden gelenin en iyisini yaptı. | Open Subtitles | ربما لم تكن مثالية لكنها فعلت ما بوسعها |