bu yüzden gördüğünüz şey hiçbir şeydir ancak gölgenin gölgesidir. | TED | إذاً ما ترونه ما هو إلا ظل يطرحه. ظل الظل. |
Bu noktada, birkaç dakikanızı alacağım. Burada gördüğünüz şey -- | TED | شارليز ليمب : في هذه النقطة .. سوف اخذ بضع لحظات .. ان ما ترونه هنا |
Ve burada gördüğünüz şey bir farenin labirenti çözmeye çalışması. Bu 6 kollu bir labirent. | TED | ان ما ترونه هنا هو فأر يحاول ان يحل معضلة انها عبارة عن متاهة بستة أذرع .. وهناك القليل من المياه في المتاهة |
bu gördüğünüz harita, sıcaklık değişimine oranla deniz seviyesinin ne kadar yükseldiğini gösteriyor. | TED | ما ترونه هنا هو خريطة تظهر ارتفاع مستوى البحر حسب التغير في درجات الحرارة. |
Burada görmekte olduğunuz şey, bir anatomi atlası ve robogami dokunma arayüzüdür. | TED | ما ترونه الآن هو أطلس التشريح وواجهة الروبوغامي للإستشعار. |
der. Genellikle, gördüğünüz şey fikse edilmiş bir beyindir. | TED | في الحقيقة ، إن ما ترونه الان عبارة عن دماغٍ مثبّت. |
Burada gördüğünüz şey metabolizma yapan bakterilerdir, ve böyle yaptıkça elektrik bir yük yaratmaktadırlar. | TED | وبالتالي ما ترونه هنا هو بكتيريا تقوم بعملية التمثيل الغذائي، وبينما تقوم بذلك تقوم بإنتاج شحنة كهربائية. |
Burada gördüğünüz şey bir dünya haritası ve biz bu Varroa parazitinin yayılışını izliyoruz. | TED | ما ترونه في الأعلى هنا هو خريطة للعالم ونحن نتتبع انتشار سوسة الفارروا |
Şimdi gördüğünüz şey kırmızı ışığın altındaki yoğunlaştırılmış kameranın görüntüsü ve Dr.Kubodera'nın görebildiği bu devin gelişiydi. | TED | والآن، ما ترونه هو منظر مكثّف من كاميرا تحت الضوء الأحمر وهذا كل ما استطاع د.كيبوديرا رؤيته عندما يقترب العملاق هنا. |
gördüğünüz şey ise parlak ve karanlık bölgeler, ve bize de ancak bu kadarı ulaştı. | TED | و ما ترونه هي بقاع فاتحة و غامقة, و هي أكثر ما إستطعنا الحصول عليه وضوحا. |
onların da büyük bölümü karanlık maddeden oluşur. Buradaki mavimsi mor renkte gördüğünüz şey budur. | TED | إنّها متكوّنة في معظمها من المادة المظلمة وهو ما ترونه باللّون البنفسجي المائل للزرقة. |
Burda gördüğünüz şey, gerçek bir hayvan ile Pleurobot'un neredeyse direkt karşılaştırmasıdır. | TED | لذل ما ترونه هنا هو تقريبا مقارنة مباشرة بين مشية الحيوان الحقيقي والبلوروبوت. |
Çok, çok ince. Burada gördüğünüz şey, halkaların Satürn'ün kendi üstüneki gölgesidir. | TED | و ما ترونه هنا هو ظل هذه الحلقات على زحل نفسه. |
Burada gördüğünüz şey bu sakatlığın ameliyat oranı. | TED | ما ترونه هنا هو مُعدَّل إجراء العمليات لتلك الحالة، |
Grafiğin üstüne doğru çıktıkça, burada gördüğünüz her bir noktacık bir deney, | TED | وكلما نظرت إلى أعلى المخطط، ما ترونه هو أن كل نقطة تمثل تجربة. |
burada gördüğünüz deniz bakterilerinin koşturması ve deniz besin zincirinin diğer üyelerini keşfetmeleri. | TED | ما ترونه هنا هي بكتيريا بحرية تطن حول وتستكشف أعضاء آخرين من شبكة الأغذية البحرية. |
bu gördüğünüz ifade şuna karşılık geliyor: Zekâ bir F kuvveti olup, etkisi gelecek hareket özgürlüğü sayısını yükseltmektir. | TED | إذاً ما ترونه هنا هو تصريح توافقي أن الذكاء هو إجبار، F، الذي تعمل على زيادة حرية التصرف المستقبلي للحدود القصوى. |
Evet, bu gördüğünüz bayanlar ve baylar Felix Felicis ismindeki küçük ve garip bir iksir. | Open Subtitles | ما ترونه أمامكم أيـّها السيدات والسادة... وصفة مثيرة تعرف باسم "فيلكس فيلسيس". |
Burada, solda görmekte olduğunuz şey onların programı. | TED | ما ترونه هنا هو في الواقع برنامجها , على اليسار |
Ve merakımızı teşvik eden bir şey daha var ki bu da görüntüleme teknolojilerine sahip olmamız ki bizim insan beyninin içine girmemize izin veriyor ve becerimizi artırıyor, örneğin, şu anda görmekte olduğunuz gibi. | TED | وتساؤل اخر للاعلان عنه هو حقيقة ان لدينا تقنيات التصوير التي تمكننا من الدخول الى عقل الانسان والتمكن من, على سبيل المثال ما ترونه الان |