Ancak şu anda gördüğümüz bu dördüncü toplumsal paylaşım ve değişim sisteminin doğuşu. | TED | لكن ما نشهده الآن هو ظهور هذا النظام الرابع للتقاسم المجتمعي والتبادل. |
Amira başka bir ülkeye doğru riskli bir yolculukla, ailesinin hayatını tehlikeye atarak, onlar için bir umut arayabilir. Avrupa'da bugün gördüğümüz bu. | TED | حيث يمكن لأميرة التماس بعض الأمل لعائلتها بالمخاطرة بحياتهم في رحلة محفوفة بالمخاطر إلى دولة أخرى، وهذا ما نشهده في أوروبا اليوم. |
Ama bizim gördüğümüz bu değil. | Open Subtitles | ذلك ليس ما نشهده |
Dipteki milyarda gördüğümüz şey ise | TED | ذلك ما نشهده عبر المليار السفلى في هذه اللحظة. |
Şu an tüketicilerde gördüğümüz şey, bizi bu krizden çıkmaya yönelten dirayettir. | TED | ما نشهده مع المستهلكين الآن هو المقدرة على قيادتنا قدماً خارج الركود الاقتصادي |
gördüğümüz şey, Auschwitz'de gördüğümüzden kat be kat daha büyük ölçekte bir manyetik fenomen. | Open Subtitles | ما نشهده الآن، لهي ظاهرة مغناطيسية كبرى على نطاق أوسع مما شهدنا بـ(أوشفيتز) |