Herkesin aradığı şeyi buldunuz: korku dolu, hastalıklı bir dünyada güçlü olmak. | Open Subtitles | لقد عرفتكم كلكم ما يبحث عنه الآخرين القوة في عالم خائف ومدمر |
Artık aradığı şeyi de bildiğimize göre izini sürmenin bir yolunu bulabilirim. | Open Subtitles | و الآن يعلم بأننا نعرف ما يبحث عنه يمكنني إيجاد طريقة لتعقيه |
İki sebepten ötürü... Earl'ün aradığı şeyi bulamayacağını biliyordum. | Open Subtitles | لقد كان هنالك سببين لمعرفتي بأن إيرل لن يجد ما يبحث عنه |
İşte bu tam Kaiser ve ordunun aradığı şey. | Open Subtitles | هذا بالضبط ما يبحث عنه الجيش لاتقلق، سيدفعون ثمن هذا |
aradığı şey, Paris Kuzey İstasyonu'nda bir kasada. | Open Subtitles | ما يبحث عنه موجود في خزانة بمحطة باريس الشمالية |
- Nazilerin aradığı şey de bu. | Open Subtitles | هذا بالضبط ما يبحث عنه النازيّين |
O yüzden iş verenimin aradığı şeyin de tam olarak bu olduğunu düşündüm. | Open Subtitles | لذا توقعتُ أنّ هذا ما يبحث عنه رئيسي بالضبط. |
aradığı şeyi bulmasına yardım edebilirsin diye seni bu adaya getirdi. | Open Subtitles | وأعادكَ إلى هذه الجزيرة لتساعده في إيجاد ما يبحث عنه |
Yalnızca, onun ölümünden sorumlu kişi ona aradığı şeyi verebilir. | Open Subtitles | لاننى لا أستطيع، الشخص الوحيد المسوؤل عن وفاته، هو من سيسلمه ما يبحث عنه |
aradığı şeyi bulduğu zaman, geri dönecektir | Open Subtitles | سيعود عندما يجد ما يبحث عنه - الإرسال الفرنسي. |
Seninle olduğu sürece aradığı şeyi asla bulamayacak. | Open Subtitles | طالما إنه معكِ سوف لن يجد ما يبحث عنه |
Affedersiniz, moruklar. Her zaman, Walter'ın aradığı şeyi bulamazsa öleceğini söylerdiniz. | Open Subtitles | المعذرة يا أطباء الشيخوخة، لطالما قلت أن (والتر) سيموت إذا لم يجد ما يبحث عنه. |
Galiba Bourne'un aradığı şeyi biliyorum. | Open Subtitles | (أظننى أعرف ما يبحث عنه (بورن |
Herkesin aradığı şey bu. | Open Subtitles | هذا هو ما يبحث عنه الجميع |
İkimizin de aradığı şey. | Open Subtitles | أنه ما يبحث عنه كلانا |
aradığı şey de bu. | Open Subtitles | هذا ما يبحث عنه. |
Belki o bilim adamlarının aradığı şey de budur. | Open Subtitles | ... ربما هذا ما يبحث عنه هؤلاء العلماء |
Diğer Clark'ın da aradığı şey oydu. | Open Subtitles | كان ذلك ما يبحث عنه (كلارك) الآخر |
Böcek mi? Bu Ted Kord'un aradığı şey. | Open Subtitles | -هذا ما يبحث عنه (تيد كورد ) |
Bana Sör Malcolm'ın aradığı şeyin ne olduğunu bilip bilmediğini sormuştun. | Open Subtitles | سألتني ذات مرة، ما إذا كان السير مالكولم يعرف ما يبحث عنه |
Şüphelinin aradığı şeyin bu otoyolla bağlantılı olduğuna bahse girer misiniz? | Open Subtitles | بكم تريد المراهنة أنه مهما كان ما يبحث عنه الجاني وبطريقة أو بأخرى مرتبط بهذا الطريق؟ |