"مباشرة على" - Translation from Arabic to Turkish

    • direkt olarak
        
    • da canlı
        
    • canlı izlemişsinizdir
        
    • doğrudan
        
    Artist, teknolojist, avukat ya da fan olsanız bile telif hakları konusu yaşamınızı direkt olarak etkiliyor. TED سواء كنت فناناً، مختص تكنلوجيا، محامي، أو معجب، فأن التعامل مع حقوق النشر والتأليف يؤثر مباشرة على حياتك.
    Bu savaşta fabrikalarda olup bitenler direkt olarak savaş alanlarını etkiledi. Open Subtitles ففي تلك الحرب، كان ما يحدث في المصنع يؤثر مباشرة على نتيجة المعركة
    Bu gece, Red Rocks'da canlı bir konser vereceğiz Disney Channel'da canlı yayınlanacak bu konser. Open Subtitles اه، نحن سنقوم بإحياء حفل من الصخور الحمراء الليلة هذا الذي سيكون مباشرة على قناة ديزني.
    Millet, Twitter'da canlı yayına giren şeyi biliyor musunuz? Open Subtitles هل تعرفون ان هذا الشيئ فقط نُقل مباشرة على تويتر" ؟"
    Yada Las Vegas'da büyük tatil yerleri veya gazinolarda sahnede canlı izlemişsinizdir. Open Subtitles أو مباشرة على المسرح (في منتجع و كازينو رائع في (لاس فيجاس
    Yada Las Vegas'da büyük tatil yerleri veya gazinolarda sahnede canlı izlemişsinizdir. Open Subtitles أو مباشرة على المسرح (في منتجع و كازينو رائع في (لاس فيجاس
    Bize ışıkla gelmezler, en azından doğrudan. TED لا تحمل إلينا عن طريق الضوء، ليس بصفة مباشرة على الأقل.
    Muayene odalarımız doğrudan bekleme odasına açılıyor, doktorlar hastalarına kendi odalarında bakıyorlar, böylece doktorlar odalar arası gelip gitmektense tek bir odada kalıyor. TED غرف الفحص عندنا تطل مباشرة على غرفة الانتظار، وأطباؤنا هم من يُدخلون المرضى، كما أنهم يبقون في نفس الغرفة عوض التنقل بين الغرف.
    Dev Macellan teleskobunu ve yedi aynasını tamamladığımızda Güneş dışı gezegenleri direkt olarak görüntüleme... olanağımız olacak ve belki de.. Open Subtitles ولكن عندما تنضم إلى سبع مرايا أخرى مثلها باستخدام تلسكوب ماجلان العملاق سنكون قادرين مباشرة على
    Bazen şokları direkt olarak cinsel organlara uyguluyoruz böylece tedavinin etkisi de artıyor. Open Subtitles أحياناً نطبق الصدمات مباشرة على الأعضــــاء التناسلـيــة، وهذا من شأنْه أنْ يُعزز فعالية العلاج.
    Bu nedenle orman hizmetlerindeki görevimi bırakmaya ve bu zorluğu anlamak, bir yol bulmak ve bu yoldan oraya gitmek için iklim değişikleri üzerinde direkt olarak çalışmaya başlamaya karar verdim. TED لذا قررت ترك مجال خدمة الغابات والبدء بالعمل مباشرة على تغير المناخ, لاتمكن من ايجاد طريقة تفكير ولفهم هذا التحدي, والبدء منها.
    Bir kimyager olarak, öğrencilerimle direkt olarak tek bir DNA bazına kimya uygulamanın yollarını geliştirmek için çalışmaya başladım, genetik hastalığa sebep olan değişimleri bozmak yerine gerçekten onarmak için. TED كوني كيمائي، بدأت العمل مع طلابي لتطوير طرق لتنفيذ الكيمياء مباشرة على قاعدة حمض نووي لفرد للإصلاح الفعلي، بدلًا من عرقلة، الطفرات المسببة للأمراض الوراثية،
    Psikolojik faktörler de büyük ihtimalle nosisepsiyonu ve direkt olarak beyni etkiyerek açıkça acıda bir rol oynuyorlar. TED تلعب العوامل النفسية أيضا دورا في الألم بشكل واضح، قد يكون عن طريق التأثير على إدراك الألم، أو التأثير مباشرة على الدماغ
    Bugün saat 4:10'da canlı yayında ben yani Joshua Silburn Jr. Open Subtitles في الرابعة وعشر دقائق مساءً اليوم مباشرة على شاشة التلفاز أنا (جوشوا سيلبورن) الإبن فارقت الحياة
    YouTube'da canlı yayındayız. Open Subtitles نحن مباشرة على (يوتيوب)
    Çünkü yabancı dili, doğrudan kendi ana dilini konuşan öğretmenden... öğrendikleri için çocuklar yabancılardan korkmuyorlar. Open Subtitles الإطفال يتعلمون مباشرة على يد معلّم وطني لهذا هم غير خائفون من الأجانب
    Lastik izleri kadının doğrudan uçurumdan düştüğünü gösteriyor. Open Subtitles تُشيرُ خطواتُ إطارِ إلى هي ذَهبتْ مباشرة على الحافةِ.
    Sanki birisi patenle doğrudan yüzüne düşmüş gibi. Open Subtitles مثل جاء شخص أسفل مباشرة على وجهها مع تزلج.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more