| Yine de bütün yerler Satıldı. | Open Subtitles | على الأقل ما زالت المقاعد مباعة |
| Satıldı, bir papele. | Open Subtitles | مباعة مقابل دولار. |
| Zaten Satıldı. | Open Subtitles | هي مباعة سلفا |
| 1962 yılında satılmamış olan stok zengin bir kuru meyve satıcısı olan Maurice Haverpiece tarafından alındı, ve çekirdek koleksiyonu oluşturmak için takviye edildi. | TED | في عام 1962 كانت تلك البضاعة الغير مباعة والتي هي ل موريس هافير بيس وهو صاحب مصنع تعبئة عصائر ضمن مجموعة كبيرة اساسية |
| Evet, teşekkür ederim. İki düzine satılmamış sigara kutusunu. | Open Subtitles | لا شكراً ، دستتان من صناديق السجائر الغير مباعة |
| satılmamış tüm bulaşık makinelerini okyanusa dökün. | Open Subtitles | ألقي بكل غسالات الصحون الغير مباعة في المحيط |
| Bunlar Japonya'da Satıldı. | Open Subtitles | (هذه مباعة في (اليابان |
| Satıldı mı? Kime? | Open Subtitles | مباعة! |
| Bir garaj dolusu satılmamış büyük beden tişörtün olacak. | Open Subtitles | ويصبح لديك مرأب ممتلئ بالقمصان الغير مباعة |
| evet, her yaz, gelir tüm satılmamış T-şört forma ve çoraplar. | Open Subtitles | أجل، كلّ صيف يصلنا قمصانهم الغير مباعة . و ملابسهم الرياضيّة، و جواربهم |
| Hayır, Nijerya'daki kızlara okul yapmak için satılmamış kitaplardan kağıt hamuru yapıyorlar. | Open Subtitles | لا، أنهم يستخدمون الورق المعاد تدويره من الكتب الغير مباعة لـبناء مدارس للبنات في نيجيريا |
| satılmamış Hulk ellerinin üzerine uzansam iyi olacak. Hulk, ezer. | Open Subtitles | يجب أن أستلقي على كومة غير مباعة من أيدي (الرجل الأخضر) |