Bu film, 2005'te bir işitme engelliler okulunda yaşanmış gerçek olaylara dayanmaktadır. | Open Subtitles | هذا الفيلم مبني على قصة حقيقية حدثت في مدرسة الصم عام 2005 |
Bu film, Irakta düşman hattının gerisinde mahsur kalan bir SAS timinin gerçek hikayesine dayanmaktadır. | Open Subtitles | هذا الفيلم مبني على قصة حقيقية لدورية س ا س خلف خطوط العدو داخل العراق |
Neyse ki, bütün radyo astronomi alanı gökyüzünde parlak radyo sinyalleri olduğu bilgisine dayanıyor. | TED | ومن حسن الحظ، أن مجال علم الفلك الراديوي بالكامل مبني على حقيقة أن هناك إشارات راديو مشرقة في السماء. |
Birbirlerini dengede tutan iki karşı kuvvet fikrine dayalı bu. | Open Subtitles | الامر كله مبني على فكرة القوى المتعاكسة تقوم بموازنة بعضها |
Üzerinde çalışılması gereken birçok detay olduğu aşikâr ancak bu bizleri bir servetten miras kalan avantajlardan ve eşitsizlik konusunda süre gelen davranışsal anlatılardan uzaklaştıran daha yapıcı çözümlere doğru işlevsel rollere dayanan bir politika önerisidir. | TED | هنالك بالتأكيد تفاصيل عديدة للعمل عليها. لكنه اقتراح سياسة مبني على الأدوار الفعالة والمزايا الموروثة للثروة ما يبعدنا عن حالة دعم وضع تفسيرات سلوكية لعدم المساواة نحو حلول أكثر تنظيمية. |
Birkaç basit gerçekliğe dayanarak halk kitleleri için tiyatro yapmak istiyoruz, bugünün, ve hatta geçmişin bile doğrularını yansıtmayan bayatlamış soyutlamalara dayanarak değil. | Open Subtitles | خلق مسرح للعامة، مبني على عدة حقائق بسيطة، وليس مبنيا على عدة أفكار مبتذلة غير واقعية، |
Biri kötülük krallığına karşı mücadele edip her şeye rağmen birbirini bulan talihsiz aşıklar üzerine kurulmuş. | Open Subtitles | هناك نوع آخر من القصص الخيالية مبني على الأبطال العشاق |
Reklamcılık tek bir şey üzerine kuruludur: | Open Subtitles | مجال الإعلام مبني على مبدأ واحد: |
Tüm cinsel geçmişim çürümüş yalan temelleri üzerine inşa edilmiş. | Open Subtitles | تاريخي الجنسي مبني على أساس مهترئ من الأكاذيب |
Roberta dinle, evlilik bir insanın başka birinin ihtiyaçlarını tam olarak karşılayacağı inancı üzerine kurulmuştur. | Open Subtitles | روبرتا , أنظري الزواج مبني على أعتقاد , أن الشخص يستطيع أن يرضي كامل احتياجات نصفه الآخر |
Askeri diktatörlük döneminde geçen gerçek bir hikayeye dayanmaktadır. | Open Subtitles | هذا الفيلم مبني على وقائع حقيقية حدثت إبان حقبة العهد الديكتاتوري العسكري |
Askeri diktatörlük döneminde geçen gerçek bir hikayeye dayanmaktadır. | Open Subtitles | هذا الفيلم مبني على وقائع حقيقية حدثت إبان حقبة العهد الديكتاتوري العسكري |
İzleyeceğiniz film, o geceki olaylara şahit olan birinin zeka geriliği tedavisi için yapılan terapi .seanslarının ses kayıtlarının yazıya dökülmüş metinlerine dayanmaktadır. | Open Subtitles | هذا الفيلم مبني على وقائع لجلسة علاج سجلت لاحد شهود هذه الليلة , يروي ذكريات مكبوتة يصر على انها كانت حقيقية |
Söyledin. Her şey renge dayanıyor, değil mi? | Open Subtitles | قلت لي أن كل شيئ هنا مبني على اللون أليس كذلك ؟ |
- Chloe. - Tamamen Goa'uld tasarımına dayanıyor. | Open Subtitles | كلوي هذا كله مبني على تصاميم من الجائولد |
Bu yıllardır masum insanları tutuklama tecrübene mi dayanıyor? | Open Subtitles | هل هذا مبني على تجربتك في إعتقال الأبرياء؟ |
Eski karayolu armatörlerine kıyasla transite dayalı bir şehir hiyerarşisi var. | TED | لدينا نظام هرمي للمدينة مبني على وسائل النقل العام بدلا من الطرق السريعة. |
Kesinliklere değil ihtimallere dayanan bir fizik. | Open Subtitles | نوعٌ مبني على الإحتمالات، وليس الحقائق. |
Bir asistanın ortaya attığı saçma bir suçlamaya dayanarak bu düğünü harcamayacağım. | Open Subtitles | لا اريد الخوض في شيء مبني على اتهام مجنون من مساعدتك |
Bu mutluluk yalanlar üzerine kurulmuş olsa bile. | Open Subtitles | اظن انهما كانا سعيدان حتى لو ان الامر مبني على الاكاذيب |
Bağlılık anlaşma üzerine kuruludur. | Open Subtitles | إلتزام مبني على التسوية. |
Tüm cinsel geçmişim çürümüş yalan temelleri üzerine inşa edilmiş. | Open Subtitles | تاريخي الجنسي مبني على أساس مهترئ من الأكاذيب |
Doublemeat'in itibarı, et satması üzerine kurulmuştur. | Open Subtitles | سمعة اللحم المزدوج مبني على أساس ، حسنا، اللحوم |
Evet, lazer tabanlı parmak kontrolüyle birleştirilmiş önden projektörlü holografik görüntü. | Open Subtitles | إنه عارض أمامي للمجسمات متحد مع متتبع للإصبع مبني على الليزر |
Ancak onları bulmak için milyarlarca liralık uydulara ya da bir dağ yamacına kurulmuş bir teleskoba ihtiyacınız yok. | Open Subtitles | ولإتقاطها فإنك لست بحاجة الى قمر صناعي بكلفة مليار جنيه او الى تليسكوب مبني على جانب جبل ما |
Bu büyük bir sanat yönetmeni tarafından inşa edilen bir bar. | Open Subtitles | هذا صالون مبني على يدي مصمم إنتاج عظيم |
Veya Amerika gibi petrol üzerine... kurulu ekonomisi olan bir ülke. | Open Subtitles | أو الحكومة أو أي دولة اقتصادها مبني على البترول كالولايات المتحدة |