Amonyak ve çamaşır suyu saç ve kıl rengini açar. | Open Subtitles | من ذلك الذي على ساعدها الشمال نشادر و مبيض بالتأكيد |
Paranın alabileceği en iyi çamaşır suyu galon galon sattığımdan bunu biliyorum. | Open Subtitles | هذا أفضل مبيض يمكن شراؤه ويجب أن أعرف لأني أبيعه بالغالون الواحد. |
Küçük oğlumun sinirleri bozuldu ve çamaşır suyu içmeye kalkıştı. | Open Subtitles | أبني الصغير أصيب بإنهيار عصبي و حاول أن يشرب مبيض الملابس |
Üç yıl sonra 42 yaşında daha ilerlemiş yumurtalık kanserli olarak tekrar geliyor ve kendisine biraz daha kemoterapi uygulanıyor. | TED | وعادت بعد ثلاث سنوات في عمر 42 بسرطان مبيض أكثر وعلاج كيماوي أكثر. |
Nasıl başardın? Üç tane uyku ilacı ezip diş beyazlatma kalıbının içine koydum. | Open Subtitles | لقد طحنت ثلاثه حبوب زاناكس ووضعتها في مبيض أسنانها |
Antifriz, amonyak, beyazlatıcı, süpürge sapı, kesik telefon kabloları. | Open Subtitles | ,مضاد للتجمد, أمونيا. مبيض عصا مكنسة, سلك هاتف مقطوع |
Yani bu işlerin tek olası bağlantısı para aklayıcı şu Bill, neydi adı? | Open Subtitles | إذا الرابط الوحيد لكل هذه الأحداث هو مبيض الأموال ما اسمه يا (بيل) ؟ |
Sarah'ın yumurtalıklarını alır almaz, işini bitirin. | Open Subtitles | بمجرد حصولك على مبيض (سارا) أقتليها |
Yatak odasından gelen yoğun bir çamaşır suyu kokusu aldım. | Open Subtitles | شممت رائحة جرعة ثقيلة من مبيض الغسيل قادمة من غرفة النوم |
çamaşır suyu içiyorum. | Open Subtitles | لقد أضحيت أشرب الكثير من مبيض الملابس |
Ben de burada boş bir çamaşır suyu şişesine işiyorum. | Open Subtitles | وأنا هنا أقضي حاجتي في قنينة مبيض فارغة |
Sabahın 7'sinde çamaşır suyu almaya gitmişler. | Open Subtitles | خرجوا في السابعة صباحا ليشترو مبيض |
Ben markete gidip biraz daha çamaşır suyu alacağım. Sonra burayı bitiririm. | Open Subtitles | سأذهب إلى 7-11 لأحضار مبيض وأنتهي من هنا |
Kanı temizlemek için muşamba, eldiven, süpürge, sünger ve çamaşır suyu almalıyız. | Open Subtitles | علينا شراء أفخاخ، قفازات، ماسحات، إسفنج، مبيض لتنظيف الدم... |
Fakat iki yıl sonra, Kathleen'de ileri evrede yumurtalık kanseri teşhis edildi. | TED | لكن بعد عامين شخصت كاثلين بسرطان مبيض متقدم |
Tanrım! -Tanrım, bir yumurtalık. | Open Subtitles | رباه , هذا مبيض |
Bağışlayın. Bu normal bir yumurtalık. | Open Subtitles | سامحني، هذا مبيض طبيعي. |
Belki de birisi onun diş beyazlatma zımbırtısını zehirledi. | Open Subtitles | ربما شخص ما قام بوضع السم في مبيض أسنانه |
Amonyak, antifriz, beyazlatıcı, süpürge sapı... | Open Subtitles | ,أمونيا, ومضاد للتجمد, مبيض , وعصا مكنسة |
- Ona para aklayıcı olduğunu mu söyledin? | Open Subtitles | -أخبرتها أنّك مبيض أموال؟ |
Sarah'ın yumurtalıklarını alır almaz, işini bitirin. | Open Subtitles | بمجرد حصولك على مبيض (سارا) |