"متأخرًا" - Translation from Arabic to Turkish

    • geç saatte
        
    • Geç saate
        
    • geç kaldım
        
    • kadar geç
        
    • geç kalmış
        
    • geç saatlere kadar
        
    Sana bunu söylemek istemezdim anne ama bazen çok geç saatte dışarı çıkıyor ve bazen eve bile dönmüyorum. Open Subtitles يؤسفني أن أخبرك يا أمي لكني أسهر متأخرًا جدًا أحيانًا وأحيانًا لا أعود للبيت أصلًا
    Bu geç saatte aradığım için üzgünüm, ama sana söylemeliyim, gerçekten efsaneydin be adam. Open Subtitles وأنا آسف على الاتّصال بكَ متأخرًا هكذا لكنني فقط .. أردتُ فقط إخبارك
    - Baban hâlâ işte, Geç saate kadar çalışacak. Open Subtitles ـأنه.. إنه لا يزال في المكتب، يعمل متأخرًا.
    Çöpler yakılıyor. Geç saate kadar açık. Open Subtitles انه يحلل النفايات , يفتح متأخرًا
    Mitinge geç kaldım, taksiye binmeye karar verdik. Open Subtitles وكنت متأخرًا عن اجتماع لذا قررنا أن نلوح لسيارة أجرة
    Affedersiniz efendim, bu sabah geç kaldım. Open Subtitles آسفة يا سيدي استيقظت متأخرًا هذا الصباح
    Eğer gelirse onu getir, saatin ne kadar geç olduğu umurumda değil. Open Subtitles وفي حال ظهر، اجلبيه هناك لا يهمّني مهما كان الوقت متأخرًا
    Bu gece sosyal iletişim ağında bir arkadaş aramak için çok geç kalmış sayılmazsın. Open Subtitles أنتِ تعلمين أن الوقت ليس متأخرًا للبحث في شبكة التواصل الإجتماعي عن مرافق لقضاء الليلة معه إما في المنزل أو في الخارج
    Ian'ın ofisindeki bir güvenlik görevlisi onun geç saatlere kadar çalıştığını görmüş. Open Subtitles حارس الأمن في مكتب ايان رآه وهو يعمل متأخرًا في المكتب
    Müşterilerim geç saatte yemek yiyor. Open Subtitles عملائي يتناولون طعامهم متأخرًا.
    Bunu anlatarak ona ihanet ettiğimi düşüneceğini sanmıyorum O'Rourke'un Yeri kapandıktan sonra gece geç saatte eve yürürken keşke ölsem, demişti. Open Subtitles و لا أعتقّد انه سيعتبر هذا بأفشاء للسر، انه كان يأتي إلى البيت متأخرًا بالليل بعد إغلاق حانة "أوروك"
    Söyle bakalım, Tommy. Bu geç saatte evime neden geldin? Open Subtitles إذن يا (تومي) ما أحضرك إليّ متأخرًا هكذا؟
    Dün gece, geç saatte geldiler. Open Subtitles أتوا متأخرًا ليلًا البارحة
    Geç saate kadar çalıştım. Open Subtitles أنا فقط عملت متأخرًا
    Geç saate kadar çalışıyordum. Open Subtitles كنتُ أعمل متأخرًا.
    Toplantı Geç saate sarktı. Open Subtitles اجتماع اللجنة قد بدأ متأخرًا
    Affedersiniz efendim, bu sabah geç kaldım. Open Subtitles آسفة يا سيدي استيقظت متأخرًا هذا الصباح
    Sanırım, durdurmak için çok geç kaldım. Amy ele geçirildi diyorsun yani. Open Subtitles أعتقد بأني كنت متأخرًا لإيقافها.
    Benim hatam, geç kaldım. Open Subtitles إنه خطــأي، لقد حضرت متأخرًا
    Eğer gelirse onu getir, saatin ne kadar geç olduğu umurumda değil. Open Subtitles وفي حال ظهر، اجلبيه هناك لا يهمّني مهما كان الوقت متأخرًا
    Nasıl bu kadar geç kalırsın? Open Subtitles كيف يمكن أن تعود للمنزل متأخرًا اليوم، من بين كل الأيّام؟
    Ya da iyileşmez ve geç kalmış oluruz. Open Subtitles أو لن يحلها وسيكون الأمر متأخرًا جدًا
    geç kalmış olmaktan korkuyordum. Open Subtitles خائفاً من أن أكون متأخرًا
    Bir geceden diğer geceye, hem de geç saatlere kadar. Open Subtitles ليلة تلو الأخرى، وتعود متأخرًا
    - Yine geç saatlere kadar çalışıyorsun, öyle mi? Open Subtitles -هل تعمل متأخرًا مرة أخرى؟

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more