Sos, balık çorbası, baharatlı olan herşey dikkatli olmazsam beni tekrar acil servise gönderir. | Open Subtitles | النقانق، يخنة المحار أو أي شيء متبل يضعني بغرفة الطوارىء إن لم أكن حريصاً |
Yanakların domates gibi al al dudakların, dilimlenmiş dolmalık biber gibi dil'in ise Jaleopo gibi baharatlı. | Open Subtitles | الشفاه مصنوعة من شرائح الفلفل لسان متبل مثل جالابينو لقد امتلأت من أكل الكعكة |
Sosis, cioppino, baharatlı bir şey.. | Open Subtitles | النقانق، يخنة المحار أو أي شيء متبل |
Oturma odama bıldırcın eti mi getirdin? | Open Subtitles | أحضرت ديك متبل في غرفة الجلوس الخاصة بي؟ |
Şu an size terbiye edilmemiş ızgara tavuk yerseniz kesinlikle kansere yakalanır ve ölürsünüz demiyorum. | TED | لن أقول أنكم إذا تناولتم دجاج مشوي غير متبل, .فإنكم حتماً ستصابون بالسرطان وتموتون |
Tabağımın üzerinde baharatlı bir kakao gibisin. | Open Subtitles | ان مذاقك مثل كاكاو متبل على صحني |
Bilemiyorum, sıcak çörek ya da baharatlı et? | Open Subtitles | لا أعلم،شرابٌ لذيذ،ولحمٌ متبل |
baharatlı yiyecek istiyor! | Open Subtitles | إنه يريد طعام متبل |
Rusların baharatlı kurabiyeleri. Bana, torunlarımı komşularımın büyüttüğü söylendi. | Open Subtitles | برياني كعك روسي متبل |
baharatlı chai. | Open Subtitles | متبل تشاي. |
- Çok mu baharatlı? | Open Subtitles | - متبل كثيرا؟ |
Yazık. Ben de bıldırcın eti getirmiştim. | Open Subtitles | ياللأسف لدي ديك متبل هنا. |
Kontrol grubu olan terbiye edilmemiş tavuk ile karşılaştırdığımda limon suyunun kanserojen etkiyi önlemede % 98'lik bir oranda etkili olduğunu ve bu sayede diğer malzemelerden açık ara önde olduğunu keşfettim. | TED | و عندما عملت مقارنة مع الدجاج الغير متبل ,و هذا ما استخدمه كوسيلة للملاحظة وجدت أن عصير الليمون كان المانع الأفضل إلى درجة كبيرة, حيث قلل من المواد المسرطنة .بنسبة تقارب 98 بالمئة |