Modaya ilgisi vardı ve Lower Manhattan'da bir dikim fabrikasında çalıştı, ta ki kendi giyim mağazasını açmaya yetecek parayı biriktirene kadar. | TED | كانت شغوفة بالموضة وعملت في معمل خياطة في جنوب منهاتن، إلى أن ادخرت ما يكفي من المال لفتح متجرها الخاص للملابس النسائية. |
Görümcemin bir arkadaşı mağazasını işletecek birini arıyor. | Open Subtitles | صديقة لزوجة أخي في حاجة لشخص يدير متجرها. |
Abby bir gün kendi mağazasını açacak. Şuraya yazıyorum. | Open Subtitles | آبي ستقوم بفتح متجرها الخاص تذكروا كلامي |
Onun küçük butik işi çok iyi gitmiyor, | Open Subtitles | متجرها الصغير ليس في حالة جيدة |
Onun küçük butik işi çok iyi gitmiyor, Ve işi ne kadar kötüye giderse, o da o kadar huysuzlaşıyor. | Open Subtitles | متجرها الصغير ليس في حالة جيدة |
mağazasını değiştirmek altı ay hatta bir yıl almazsa ne olayım. | Open Subtitles | ...تغيير متجرها قد يستغرق 6 أشهر أو سنة, إن كنت أعرف مانفعه لي |
Caroline acaba, uh, tüm şirketi riske atmaktansa mağazasını kapatır mı. | Open Subtitles | (كارولاين) ستُغلق متجرها بدلاً من المُخاطرة بالشركة كلّها. |
Corin mağazasını Society Hill'e taşıyalı bir ay olmuş. | Open Subtitles | نقلت (كورين) متجرها إلى سوسايتي هيل قبل شهر |