Uh , şerif, posta arabasi doguya gidiyor. | Open Subtitles | عزيزى الشريف, هذه العربة متجهة الى الشرق. |
Uh , şerif, posta arabasi doguya gidiyor. | Open Subtitles | عزيزى الشريف, هذه العربة متجهة الى الشرق. |
Biraz sonra turizm hakkında yazmak için Capri'ye gidiyorum. | Open Subtitles | أنا الاّن متجهة إلى كابري لأكتب عن السياحة |
Ondan 7 saat sonra da Kanada sivil havacılık tarafından tespit edilmiş, hâlâ batıya gidiyormuş. | Open Subtitles | بعد سبع ساعات، تمت رؤيتها بواسطة إدارة الطيران الكندية، مازالت متجهة للغرب |
Montreal'de bir müzeye gidecek. | Open Subtitles | "هذه القطعة متجهة إلى متحف فى "مونتريال وأنا متردد: |
Tekrar ofise mi gidiyorsun yoksa sadece bir zafer turu mu atmaya çıktın? | Open Subtitles | متجهة إلى المكتب أو خارجة لأخذ جولة النصر ؟ |
Evlendik ve bir hafta sonra Fransa ve Kutsal Topraklara gitmek için orduya katılıp gemiye bindi. | Open Subtitles | فتم تزويجنا وبعدها باسبوع، غادر للانضمام بركب سفينة بفرنسا متجهة للأراضي المقدسة |
Delta 1989 ekranda. Olası kaçırma,batıya yönüne gidiyor. | Open Subtitles | لدينا دلتا 1989 عملية اختطاف محتملة متجهة غربا |
Sarışın bir kız Robin'e doğru gidiyor. | Open Subtitles | الفتاة الشقراء متجهة إلى روبين يجب أن نتحرك |
Hat aşağı kata doğru gidiyor. | Open Subtitles | يبدو أن خطوط الأسلاك متجهة إلي الطابق السفلي |
Araç, Dogwell yolundan güneye, Frenton Sanayi Sitesi'ne doğru gidiyor. | Open Subtitles | سيارة متجهة جنوبا الى طريق دوقويل فرنتون الصناعية |
Ayrıca, şu an bir yere gidiyorum, ama nereye gittiğimi unuttum. | Open Subtitles | زائد أنني متجهة إلى مكان ما الآن ولكن لايمكنني أن أتذكر أين |
Bilmiyorum. Ben... Chaparral ve Miller'ın köşesindeyim ,kuzeye gidiyorum. | Open Subtitles | لا أعرف ، أنا في زاوية من شابارال ، وميللير متجهة شمالا |
- ...bu buluşmaya gidiyormuş. | Open Subtitles | ضحيتنا كانت متجهة الي ذلك .الاجتماع عندما هوجمت |
Bu konvoy Stalingrad'a gidecek Kızılordu askerlerinden oluşmaktadır. | Open Subtitles | "القافلة الحربية متجهة الى "ستـالينجراد مساندة لجيوش روسيا |
Sen ise FBI'a kağıt işleriyle uğraşmaya mı gidiyorsun? | Open Subtitles | وأنت متجهة مباشرةً إلى مكتب التحقيقات لإيصال الأوراق؟ |
Aslında, Silent Hill'a gitmek için gelmişti buraya. | Open Subtitles | في الواقع ,لقد كانت متجهة إلى مكان يدعى سايلنت هيل |
Ben de bir uçağa atlayıp Meksika'ya yol adım. | Open Subtitles | وبدل ذلك ، كنت على طائرة . متجهة جنوب الحدود |
Madem otoparka doğru gidiyordu bu sekme nasıl oldu? | Open Subtitles | لو كانت هي متجهة نحو باحة ركن السيارات كيف تفسر هذا الارتداد؟ |
Ben de eve dogru gidiyordum da sen gelecek misin? | Open Subtitles | .اناكنت. أنا كنت متجهة إلى المنزل .و لاأعرفلوأنكتريد. |
Ailen çoktan Denver'a gitmek üzere Washington'dan ayrıldı. | Open Subtitles | لقد غادرت عائلتك واشنطن متجهة الى دنــفر |
Biri New York'a diğeri buraya doğru geliyor. | Open Subtitles | واحدة متجهة الى نيويورك والأخرى متجهة الى هنا |
Yani, esasında hiçbirimizin kaderinde düzgün bir ilişki olmadığını mı söylüyorsun? | Open Subtitles | إذن ، في الأساس لا أحد منا متجهة إلى علاقة ناجحة؟ |
Bekle. Evet, birkaç derece kuzeybatıya yöneldi, sinyali kaybetmeden hemen önce. | Open Subtitles | انتظر، نعم، كانت متجهة إلى غرب الاتجاه الشمالي قبل أن تتلاشى |
Çalıntı bir kan nakliye aracı Sherman Oaks Hastanesi'nden Addison'un batısına doğru ilerliyor. | Open Subtitles | لدينا شاحنة دم مسروقة متجهة غرباً على طريق أديسون من مستشفى شيرمان أوكس |
İki gün sonra penguen uzmanlarından oluşan bir takım ile birlikte Capetown'a giden bir uçaktaydım. | TED | بعدها بيومين كنت على طائرة متجهة إلى كيب تاون مع فريق رعاية البطاريق |