"متحرّك" - Translation from Arabic to Turkish

    • tekerlekli
        
    • Hareket
        
    • hareketli
        
    tekerlekli sandalyedeki bir adam birini nasıl su dolu tanka kaldırır? Open Subtitles كيف يمكن لرجل بكرسي متحرّك أن يرفع شخصاً إلى حوض مياه؟
    Adaya gelmeden dört yılınıö tekerlekli sandalyede geçirdiğini, ve nasıl sona erdiğini biliyorum. Open Subtitles أعرف أنّك قضيّت الـ4 سنوات الأخيرة قبل وصولك للجزيرة على كرسيّ متحرّك و أعرف كيف انتهى الأمر
    Şunu sorabilirmiyim. Bildiğimiz tekerlekli sandalye. Open Subtitles دعنى اسألك عن هذا من الواضح أنه كرسىّ متحرّك
    Tüm yollar kapanmış. Kaldı ki şerif yardımcısını Hareket ettirmek doğru olur mu, bilmiyorum. Open Subtitles إنّ الطرق غير قابلة للعبور، وآي لا تعرف حتى إذا النائب متحرّك في هذا الشرط.
    Videolarda da işe yarıyor, aynı algoritmayı her bir video karesi için uyguluyorsunuz ve hareketli bir 3B model yaratıyorsunuz. TED هذا ينطبق أيضاً على الفيديوهات، عن طريق تطبيق الخوارزمية ذاتها على كل مقطع فيديو و تشكيل نموذج ثلاثي الأبعاد متحرّك.
    Önce tekerlekli sandalyedeydin, sonra bir baktım komando dansı yapıyorsun. Open Subtitles بلحظةٍ كنتَ بكرسيّ متحرّك وبالأخرى بتَّ تقفز منفرج الساقين
    Aslında bahsettiğimiz adamın tekerlekli sandalyesi bile var. Open Subtitles في الحقيقة , الرجل الذي سنصطحبكَ إليه هو أيضاً مقعد على كرسي متحرّك
    Birkaç ay tekerlekli sandalyede olacak ama iyileşecek. Open Subtitles سيكون على كرسي متحرّك لبضعة شهور و لكن سيكون على ما يرام
    Zaten tekerlekli sandalyeye mahkummuş. Open Subtitles لكنّه مناضل، لقد كان الضحيّة مسبقاً في كرسيّ متحرّك
    Evet, ama ben tekerlekli sandalyeye mahkum kalsam ya da daha kötüsü olsa umurunda olmazdı öyle mi? Open Subtitles كرسيٍ متحرّك أو أسوأ من ذلك؟ لم يخطر ببالي أن الأمر سيسوء لتلك الدرجة.
    Ben direkle haşır neşirdim, o da tekerlekli sandalyedeydi. Open Subtitles كنتُ على ساريّة، وهو كان على كرسيّ متحرّك.
    Elimde sana satabileceğim bir tekerlekli sandalye var. Open Subtitles لدي كرسي متحرّك أستطيع بيعه لك
    Stadın dışında tekerlekli sandalyeli bir çocuğa rastladım. Open Subtitles لديّ طفل على كرسيّ متحرّك خارج الملعب
    Teyzesiyle birlikte Batı Baltimore'da yaşıyormuş. Niye tekerlekli sandalyedeymiş? Open Subtitles يعيش مع خالته غرب بالتيمور - ما سبب جلوسه على كرسي متحرّك -
    tekerlekli sandalyeden daha güven verici bir şey yoktur. Open Subtitles لا شيء يوحي بالثقة ككرسي متحرّك
    Haklıymışsın. tekerlekli sandalye izleriymiş. Open Subtitles كنتِ محقّة إنّها من على كرسي متحرّك
    Bay Graves, beş yıldır burada. Son 4 yılında, tekerlekli sandalyede. Open Subtitles كان السيّد (غريفز) هنا منذ خمس سنوات في كرسي متحرّك خلال الأربعة سنوات الأخيرة
    tekerlekli sandalyeye ihtiyacımız var burada. Open Subtitles سنحتاج لكرسي متحرّك هنا
    Hareket eden şeylerin üstünde duramıyor. Open Subtitles لن يستطيع الصمود فوق لوح متحرّك
    Dar bir zamanda Hareket eden bir hedef. Open Subtitles إنه هدف متحرّك دون منافذ،
    Kaçtığından beri, hareketli hedef tahtası gibi. Open Subtitles طالما أنّه هارب، فهو هدف متحرّك
    hareketli bir hedef. Open Subtitles إنها هدف متحرّك

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more