Ama sonra, bir kış gecesi şatoya, yaşlı bir dilenci kadın gelmiş, prense bir tek gül verip, karşılığında soğuktan korunacak bir yer istemiş. | Open Subtitles | وفي إحدى ليالي الشتاء جاءته امرأة متسولة عجوز وقدمت إليه زهرة واحدة |
dilenci değilim! Serbest meslek yapıyorum. Bu beyefendi de komşum. | Open Subtitles | أنا لست متسولة ، أنا موظّفة مستقلّة وهذا الرجل المحترم جاري |
Bırak. Bu kız artık dilenci değil. | Open Subtitles | أتركيها، لم تعُد الفتاة متسولة |
Seninkilere bakınca, dilenci olduğunu sanırlar. | Open Subtitles | بحذاءك ، سيظنون أنك متسولة |
Değilsen, çekip git, dilen, aç kal, geber sokaklarda! | Open Subtitles | وإلا سألقي بك لتعيشي متسولة وتجوعي وتموتي في الشارع |
Ben dilenci değilim! | Open Subtitles | .. أنا لست متسولة |
Sokaklarda ölür giderim. Bir dilenci ya da fahişe olarak. | Open Subtitles | سأموت في الشارع, متسولة. |
Bu kız artık dilenci değil. | Open Subtitles | الفتاة لم تعد متسولة بعد الأن |
# Beş parasız bir dilenci gibi buralarda kaldım # | Open Subtitles | "وبقيتُ وحيدةً متسولة مُعدمة" |
Bir dilenci gibi görüneceğim. | Open Subtitles | -سأبدو وكأني متسولة . |
- dilenci! | Open Subtitles | - ! متسولة |
- Franny'yi alıp bir köşede dilen demedim. | Open Subtitles | . وليس أن تصبح متسولة مع (فراني) |