Aslında ikisinin bağlantılı olduğunu sadece sen düşünüyorsun. | Open Subtitles | في الواقع أنت وحدك من يعتقد أن القضيتين متصلتين |
Riske giriyorum ve iki olayın bağlantılı olduğunu söylüyorum. | Open Subtitles | سأتكلم جراء خبرة وأقول بأن هاتين الجريمتين متصلتين |
Lütfen bu olayların bağlantılı olmadığını itiraf etme nezaketinde bulunun. | Open Subtitles | - أرض من فضلك, جاملني واعترف أن هذه الحادثتين متصلتين |
Ruhlarımız öyle bir bağlanırdı ki, tarifi mümkün değil. | Open Subtitles | كانت روحينا متصلتين بطريقة, لا يمكنني شرحها. |
Ruhlarımız öyle bir bağlanırdı ki, tarifi mümkün değil. | Open Subtitles | كانت روحينا متصلتين بطريقة, لا يمكنني شرحها. |
İlk önce karımın huzur dolu bir yerde olduğunu ve ruhlarımızın hala manevi bir bağ ile birbirine bağlı olduğunu söyledi. | Open Subtitles | بالبداية أخبرتني أن زوجتي كانت في مكان هادئ. وأن روحينا لا تزالان متصلتين |
Sevgilim, bağlantılı odalarımız var. | Open Subtitles | حبيبى, لقد حصلنا على غرفتين متصلتين |
Diana'nın ölümü ve Holden bağlantılı mı? | Open Subtitles | إنهما متصلتين ، حادثة "ديانا" و "هولدن" ؟ |
Eğer haklıysan Oscar Prado ve bu cinayet birbirine bağlantılı. | Open Subtitles | إذا كنتِ محقة فإن قضية "أوسكار برادو " و"جين دو" متصلتين |
bağlantılı olabiliriz. | Open Subtitles | ربما نكون متصلتين |
O zaman gerçekten de bağlantılı değilsiniz. | Open Subtitles | اذا انتما حقا لستما متصلتين |
- Bu ikisinin bağlantılı olduğunu düşünüyoruz. | Open Subtitles | -نحن نعتقد ان الحادثتين متصلتين . |
Hey! Bu iki parça birbirine bağlıymış zaten. | Open Subtitles | هاتين القطعتين متصلتين لقد اقتربنا على الإنتهاء |