| Nişanlısı kendi böbreğini vermek istedi ama uyumlu çıkmadılar. | Open Subtitles | خطيبة هذا المريض تريد التبرع لكنهم غير متطابقين |
| Ayakkabılarıyla uyumlu olmadığı için... giymedi bugün. | Open Subtitles | لم تحبها مع حذائها اليوم قالت انهما غير متطابقين |
| Eğer aynı renk değillerse, uyumlu eşleşmiş olmuyorlar. | Open Subtitles | و إذا لم يكن لهما نفس اللون فإنهما غير متطابقين |
| Gitmeyen iki donörden ikisinin de potansiyel uyum testleri negatif çıktı. | Open Subtitles | بين المتبرعين الذين لم يغادرا كلاهما كانا غير متطابقين |
| STR analizindeki 13 lokusta Benny Cordero'nun ki ile mükemmel uyum sağladı. | Open Subtitles | كل ال13 موضع في تحليل إي اس آر متطابقين تماماً مع عينة بيني كروديرو |
| Araba ve bisikletteki boya çizikleri de birbirine tam olarak uyuyor. | Open Subtitles | و لونا الخدوش التي أصابت السيارة و الدراجة متطابقين تماماً |
| İki kovandaki izler tam olarak uyuyor. | Open Subtitles | لقد تأكدت من النقوش علي أغلفة كلا الرصاصتان وجدناها متطابقين تماماً |
| Bunlar Nicole ve erkek kardeş Jonas, tek yumurta ikizi iki çocuk, tek yumurta ikizi oldukları da kanıtlandı, | TED | هؤلاء "نيكول" وأخوها "جوناس" توأم ذكور متطابق وبرهن على كونهم متطابقين |
| Aynı yumurta ikizi değil, ayrı yumurta ikiziyiz. | Open Subtitles | نحن أخوات, وليس متطابقين |
| uyumlu olacağımızı bile bilmiyoruz. Bu yüzden böbreğimi alacağını varsaymamalısın. Hayır, tabi ki hayır. | Open Subtitles | أعتقد بأنك تتسرع في الحكم نحن لا نعلم اذا كنا متطابقين |
| Bunlar yakın zamanda yapılmış implantasyonlarla uyumlu. | Open Subtitles | هؤلاء سيكونونَ متطابقين معَ الخيوط الحديثة |
| Yani, ya biz cinsel açıdan uyumlu değilsek? | Open Subtitles | أعني، ماذا لو كنّا غير متطابقين جنسيًا؟ |
| uyumlu olduklarına emin ol. | Open Subtitles | تأكد بأنهم متطابقين. |
| uyumlu yüzüklerimiz bile var. | Open Subtitles | لدينا خاتمين متطابقين |
| - Tamamen uyumlu olduğumuzu. | Open Subtitles | أنهم متطابقين تماما |
| Parmak izi ve kan grubu uyumlu. | Open Subtitles | بصماته و فصية الدم متطابقين |
| uyum sağladık. Yani her yönden birbirimize uyuyorduk. | Open Subtitles | كنا متطابقين أعني ، متوافقين في كلّ شيء |
| Mükemmel uyum gibi. | Open Subtitles | كأننا متطابقين تماماً |
| Bunlar tam olarak uyuyor. | Open Subtitles | متطابقين تماماً |
| - Joseph...hepsi de uyuyor. | Open Subtitles | جوزيف , كلهم متطابقين |
| Ve şimdi sadece tek yumurta ikizi olduğunuzu değil aynı dairede birlikte yaşadığınızı öğreniyorum. | Open Subtitles | والآن علمت، أنكما لستما مجرد توأمين متطابقين فقط... بل وتعيشان معاً... في الشقة ذاتها. |
| Ama biz tek yumurta ikiziyiz. | Open Subtitles | لكننا توأمين متطابقين |