"متقلبة" - Translation from Arabic to Turkish

    • değişken
        
    • ürkek
        
    • uçucu
        
    • vefasız
        
    • kararsız
        
    • iştahlı
        
    • inişler ve çıkışlar
        
    • sağı solu belli olmayan
        
    Ve ünlülere yaptığımız muamele çok değişken, değil mi? TED والطريقة التي نعامل بها المشاهير متقلبة جدًا، صحيح؟
    Hem, Tristana'nın duyguları sandığınız kadar değişken değildir. Open Subtitles كما أن مشاعر تريستانا ليست متقلبة كما تظن
    Seni biraz ürkek gördüm evlat. Open Subtitles تبدين متقلبة قليلاً أيتها الطفلة الصغيرة
    Şişeyi açtığımda alkol molekülleri havaya karışır ve bunun sebebi alkolün oldukça uçucu bir yapıya sahip olmasıdır. TED حتى عندما أقوم بفتح الزجاجة، جزيئات الكحول وسوف تنتشر في الهواء، وذلك لأن الكحول مادة متقلبة للغاية.
    Sanırım vefasız bir kadının yası da pek kısa sürüyormuş. Open Subtitles أعتقد الحزن امرأة متقلبة ويتحرك بسرعة كبيرة.
    Elbette kötü hafızalı ve kendi türünü yok eden, kararsız ve aptal canlılar olduğumuzu biliyorum. Open Subtitles "بالطّبع، نحن كائنات غبيّة متقلبة" "بذاكرة ضعيفة و موهبة عظيمة في تحطيم الذّات"
    Bunun böyle maymun iştahlı biriyle bir randevu olduğunu bilseydim, Open Subtitles لو علمت أنك ستكونين رفيقة متقلبة بهذا الشكل
    Şeyler her zaman düzgün gitmedi ve bizim inişler ve çıkışlar vardı. Open Subtitles الأمور لم تسر دائمًا بسهولة، كانت متقلبة
    Jessi'nin zekasını pekala farkındayım, ama aynı zamanda onun geçimsiz ve sağı solu belli olmayan birisi olduğunuda biliyorum. Open Subtitles أنا واع بمواهب (جيسي)، لكنني أعرف أيضا أنها متقلبة و غير متوقعة
    Değiştim. Tanıştığımızda değişken biri olduğumu biliyordun. Open Subtitles أنا متقلبة المزاج أنا هكذا مض أن قابلتني
    Yani bir kadındı o deniz kadar değişken huysuz ve yola gelmez. Open Subtitles انظر, كانت امرأة متقلبة وقاسية وغير قابلة للترويض كالبحر
    Evet, ama benimle paylaşmak istedi, çünkü yani bir şey olursa diye, yani hayat çok değişken bir şey. Open Subtitles لكنه أراد مشاركتي في ذلك من باب الإحتياط تعرفين، الحياة متقلبة
    Doktor, az önce dengesiz, değişken hatta agresif olduğu üzerine yemin ettiniz. Open Subtitles يا طبيب أنت أقسمت قبل قليل، أنها ترفض النظام متقلبة! وجسدياً عنيفة
    ürkek, mahcup ve "Oh, Tanrım" tavırlarınla. Open Subtitles متقلبة جدا وخافتة القلب و " يا إلهي"؟
    - Evet, hep ürkek olmuştur. Open Subtitles نعم، إنها متقلبة دوما
    Sadece biraz ürkek. Open Subtitles هي فقط متقلبة المزاج
    bozuşma, böcek aktivitesi... çürümeden kaynaklanan, topraktaki uçucu yağ asidi sevieleri yaklaşık altı aydır gömülü olduğunu ön görüyor. Open Subtitles نشاط حشري مستويات أحماض دهنية متقلبة في التربة نتيجة للتعفن تشير إلى أنها قد دفنت منذ ستة أشهرتقريباً
    Bitkilerden elde edilmiş uçucu aromalar bunlar. Open Subtitles التي تحتوي على رائحة متقلبة مركبة من النباتات
    Son derece uçucu radyoaktif bir madde ki bu yüzden tüm önlemler alınacak. Open Subtitles متقلبة للغاية مادة مشعة لذا وبطبيعة الحال سيتم اتخاذ جميع الاحتياطات
    Castleman vefasız bir arkadaş olabilir. Open Subtitles من الممكن أن تكون "كاستلمان" صديقة متقلبة
    vefasız göründüğümü biliyorum. Ama Lane bir çocuk. Brad ise delikanlı. Open Subtitles أعلم أننى متقلبة المذاج لكن (لاين) صبى، أما (برات) فهو توأم روحي
    Çünkü kararsız ve güvenilmez biri. Open Subtitles لأنها متقلبة المزاج, وغير جديرة بالثقة
    Ama Güller Savaşı, ilham verdikleri kurgu gibi, zaferlerin kesin olamayabileceğini, müttefiklerin kararsız olabileceğini ve Kralların güçlerinin dahi mevsimler gibi uçup gidebileceğini gösteriyor. TED لكن حرب الورود - كما القصة الخيالية التي ألهمتها- أظهرت أن الإنتصارات غير ثابتة و التحالفات غير مستقرة و حتى قوة الملوك متقلبة كما فصول السنة.
    - Maymun iştahlı bir sevgili. - Kapa çeneni! Open Subtitles هى حقا فقط متقلبة المزاج

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more