"متلاعب" - Translation from Arabic to Turkish

• çıkarcı
• manipülatif
• İdareci
• Küstah
• hileli
• manipülatörü

Beni çıkarcı bir canavar olarak görmenize içerledim.
أنا أمتعض الواقع على كونك تراني كوحش متلاعب

Tüm bu rahatsızlıklar, B.A.U. tarafından resmedildi ve kontrolle beslenen, çıkarcı bir katil ortaya çıktı.
كل هذا رسم صورة لدى وحدة تحليل السلوك عن قاتل مضطرب متلاعب يعيش على السيطرة

- Bazen tam bir çıkarcı olabiliyorsun.
إنّك تعرف يمكنك أن تكون وغد متلاعب حقاً.

Bakın, sizi uyarıyorum. Danışman manipülatif aşağılığın tekidir.
أنظروا، كونوا حذرين فحسب، هذا شخصٌ متلاعب لعين.

Şartlı tahliye memurları onun için soğuk, zeki ve ürkütücü derecede manipülatif demiş.
ظباط اطلاق السراح المشروط وصفوه على أنه,بارد,ذكي, و متلاعب على نحو رهيب.

Nen ile zincir kontrol eden bir İdareci gibi davranarak düşmanımın yalnızca görünür zincire karşı tetikte olmasını sağladım.
أتظاهر بأنّي متلاعب استخدم النين للتحكّم بالسلاسل، لذا ينتبه عدوّي للظاهر منها.

Küstah, çıkarcı dahi olduğunu düşünmeyi seviyor.
إنه متعجرف، و متلاعب... و يحب أن يظن نفسه ذكياً جداً. أكرهه!

Hangisini seçersem seçeyim ölüyorum. - Oyun hileli.
أياً كان خياري فسوف أموت أنه الخيارات المتاحة متلاعب بها

Evli bir kadınla yatabilmek için yasını kullanan çıkarcı ve dışlanmış birisin.
شخص متلاعب منبوذ يتربّص لإمرأة متزوجة و حزينة

Sen tanıdığım en ucuz, en adi, en çıkarcı birisin.
‎أنت الأرخص، القذر ‎أكثر رجل متلاعب في هذا العالم

Annesi ben, babası da çıkarcı bir piskopat olmadığı sürece.
إلا إذا كانت الأم أنا والأب مجنون متلاعب

Annesi ben ve babası da bir çıkarcı piskopat olmadığı sürece.
إلا إذا كنت أناالأم والأب هو أحمق متلاعب

çıkarcı ama güvenilir.
حسنا , انه متلاعب لكنه محل ثقة

Peki, böylece çapkın çıkarcı, bencil pislik ve kötü bir arkadaş olduğunu ispatladın.
في الواقع، لقد أثبت نفسك ...كزير نساء متلاعب أناني أحمق وصديق سيء

Şimdi herkes çıkarcı biri olduğumu düşünüyor.
الأن الجميع يظن أنني متلاعب غشاش

Ne kadar zalimce ve çıkarcı.
كم هو قاسي و متلاعب

IQ derecesi olduğunu ve aynı zamanda manipülatif olduğunu biliyoruz.
مثل مجنون عبقري ذو مستوى ذكاء عالي و هو متلاعب كما هو الحال

Nasıl da manipülatif bir laf ettin böyle.
ذلك شئ متلاعب بشكل لا يصدق أن تقوله

Yani katilin manipülatif biri olduğunu biliyoruz.
أنا أعني , نحن ... نحن نعرف أن هذا القاتل متلاعب

Bir zincir kullanıcısı... Ya İdareci ya da Efsuncu...
مستخدم السلسلة ذاك، إما هو متلاعب أو حاوٍ.

- Çok Küstah bir adam. Ne dersin?
- انه رجل متلاعب ,اليس كذلك ؟

Bunların hileli olduğunu biliyorsun değil mi?
تعرفون ان هذه الامور متلاعب بها صحيح؟

Bir girdap manipülatörü, yakışıklı bir Zaman Ajanının bileğinden yeni çıktı.
, ,متلاعب زمني طازج من مِعصم ‏عميل زمني وسيم