Ayrıca ikimiz de öğrenciniz hikayesine bağlı kalırsa sizin suçluluğunuzu kanıtlayamayacağımı da biliyoruz. | Open Subtitles | كما نعلم أن طالما تلميذتك متمسكة بقصتها فلن أتمكن من أثبات جرمك |
Jim, benim geçmişe çok bağlı olduğumu söylüyor. | Open Subtitles | جيم, يقول أنني متمسكة جداً بالماضي |
Demek hikayenize bağlı kalıyorsunuz o zaman? | Open Subtitles | إذاً ، هل ما زلت متمسكة بقصتك؟ |
Demek istediğim, burada kalıp hâlâ on yıl önce kaybettiğim bir hayata Tutunuyor olacaktım. | Open Subtitles | أعني البقاء هنا فقد كنت ما أزال متمسكة بالحياة التي فقدتها من عشر سنوات مضت |
Ama en değerli pazarlık kozuna Tutunuyor olması da mümkün: | Open Subtitles | ولكن من الممكن انها متمسكة |
Bu olaylar serisi kalbimi kırdı ama Jeremy ve Kelly'nin ChopArt'a olan inancı ve azmi beni bu işe bağlı tutan şeydir. | TED | هذه السلسلة من الأحداث حطّمت فؤادي، لكن ما رأيته منهما من الإيمان والعزيمة في (تشوب آرت) هو ما يجعلني متمسكة بهذا العمل. |
Kaderim bu ve buna bağlı kalıyorum. | Open Subtitles | هذة هي قصتي وأنا متمسكة بها. |
- Rejimine bağlı kaldığın için. | Open Subtitles | لأنك متمسكة بحميتك |
Bu benim kılıf uydurmam ve buna bağlı kalacağım. | Open Subtitles | إنه منطقي وأنا متمسكة به |