"متناسق" - Translation from Arabic to Turkish

• tutarsız
• uyumlu
• uyum
• Dalyan
• asimetrik
• ahenkli
• simetrik bir

Bilgisayarlar, hataya açık, tutarsız insan hesaplamasının yerini dijital mükemmeliyetin alması için programlanmıştır.
كانت مُبَرمجة الكمبيوتر لتستبدل الحساب البشري المعرض للخطأ والغير متناسق بالإتقان الرقمي.

Ama söyledikleriniz meydana gelen gelişmelerle tutarsız.
عدا ان كل ما قلتيه لنا غير متناسق مع كل ما يحدث.

Brezilya kültürüyle de çok uyumlu akışkan ve organik hoş bir şekli var -- Bence iyi tasarım kültüre çok şey katar.
ذو تدفق لطيف، بشكل عضوي متناسق إلى حد كبير مع الثقافة البرازيلية أعتقد أن التصميم الجيد يضاف إلى الثقافة

Hepsi birbirine uyum sağladı. Ayrıca ceketi hiç çıkarmayacağım.
لكن الطقم بأكمله متناسق مع بعض.والمعطف لا ينفصل عنها ابداً

Dalyan gibi bir Havanalıyla tanışıp burada bir aile kurmayı umut ediyordum.
كنت أتمنى أن ألتقي بشاب طويل عريض متناسق الجسم و بداية عائلة هنا

Sol kalçamın üzerinde asimetrik bir gelişim söz konusu ki bu sadece bale için sorundur, salon dansı için değil.
إنهُ نمو غير متناسق لقشرة العظم الحرقفي الأيسر و ذلك يشكل مشكلة لرقص البالية و ليس رقص النوادي

"Sen ki, ağaçlarda gezen kanatları hafif orman perisi" "Kayınların yeşiliyle ahenkli bir entrika, sayısız karartılar
كضوء الفجر عندما يستلقي على الاشجار كلحن متناسق من الخضرة والظلال

Diyorum ki, bu eğer bir seri katilse, hareket tarzı tutarsız.
انا أعني , أنه اذا كان هذا قاتل متسلسل (فأن النمط غير متناسق (طريقة القتل

- Biraz tutarsız biriyim.
آه، حسنا، أنا غير متناسق.

Bir de uyumlu yelek var. Modaya da oldukça uygun.
ناهيك عن أنه متناسق على نحو ما تتوجّب الموضة

Her şey birbiriyle uyumlu. Kıytırık çoraplar, kıytırık gömlekle uyumlu.
إنه مرتّب للغاية، الجورب متناسق مع القميص

Cildindeki yumuşaklık sudaki pozisyonuyla uyumlu, yani hareket ettirilmemiş.
الجلد اللين متناسق مع موضعها في الماء لذا لم يتم نقلها من مكان آخر

Bizimle çalışırsan doğal bir uyum içerisinde olacağını düşündük.
انت حقاً تستحق العمل ده مثل تقارب متناسق

Mekik telleri uyum içinde, çoklu atışlar üç katına çıkmış.
مغطى الرأس متناسق وعدد من الطلقات ومتثلث

Dalyan gibi bir genç adamsın.
أنت بالفعل رجل متناسق البنية

Dalyan gibi delikanlıymış.
ذلك شاب متناسق الجسم

asimetrik. Simetrik olmayan bir şekil.
غير متناسق أنه شكل غير متناسق

Tüm asimetrik şeylere sahipsin...
.... أن لديكِ ذلك الشيء الغير متناسق

Senin vücudun çok ahenkli.
إن جسدك متناسق للغاية!

Oldukça simetrik bir merkezi var ve dış bir halka ile çevrelenmiş, görünüşte onları bağlayan hiçbir şey yok.
الذي يحتوي على جسم مركزي متناسق الشكل، محاط بحلقة دائرية من الخارج ولا يمكننا رؤية أي رابط بين الجسم المركزي والحلقة الخارجية.