Finn'in bu tekneden haberi olursa, inan bana 10 dakika içinde burada biter. | Open Subtitles | حالما تقع عينا فين على هذا المركب، سيكون على متنه خلال 10 دقائق. |
Finn'in bu tekneden haberi olursa, inan bana 10 dakika içinde burada biter. | Open Subtitles | حالما تقع عينا فين على هذا المركب، سيكون على متنه خلال 10 دقائق. |
Önümüzdeki trende hamile bir kadın var ve şu anda doğum yapıyor. | Open Subtitles | القطار الذي أمامنا يحمل على متنه امرأة حامل وهي على وشك الولادة |
Tren saat altıda yola çıkıyor, ve biz de o trende olacağız. | Open Subtitles | القارب سينطلق عند السادسة، وسنكون على متنه. بلاكادر. |
trene binen insanların ruhları. | Open Subtitles | هذه أشباح الأناس الذين ركبوا على متنه |
Bir düzine adam taşıyan bir tekne uğruna koca şehri riske atmak yok. | Open Subtitles | لن نخاطر بتلك الأرواح لأجل قارب على متنه عشر أشخاص هل كلامي واضح؟ |
Biri geminizi çaldı ve içinde yedi kişi varken onu batırdı. | Open Subtitles | يسرق شخص ما قاربك و يغرقه مع 7 أشخاص على متنه |
Kaptanın yatı. İçinde beş kişi var. | Open Subtitles | بدا أن يَخْت القائد يحمل خمسة أشخاص على متنه. |
Tamam, yat gitmiş olabilir ama onlar içinde miydi bilmiyoruz. | Open Subtitles | حسنًا، قد يكون اليخت قد اختفى لكنّنا لسنا متأكّدين من أنّهم على متنه |
Aynı zamanda içinde yat olan bir havuz ve içinde havuz olan bir yat da vardı. | Open Subtitles | و لديه يخت به حمام سباحة على متنه. و حمام سباحة به يخت. |
İçinde birileri olmalı! | Open Subtitles | بَعْض الناسِ يَجِبُ أَنْ يَكُونوا على متنه! |
Bana içinde yedi kişinin olduğunu hiç söylememiştin. | Open Subtitles | لم تذكر ان هناك 7 أشخاص على متنه. |
Ancak durum engelledi ve şüpheli de trende bulundu. | Open Subtitles | . لكن هذا تم إيقافها . و عثر على المشتبة به على متنه |
trende serseri olmadığını doğruladığım an "bayıldım" demeye de hazırım. | Open Subtitles | أنا مستعدٌ لأقول بأنّني أحببته، حالما أتأكّد من عدم وجود متشرّدين على متنه. |
Vancouver bağlantılı trende 300 yolcu bulunuyordu. | Open Subtitles | القطار المنقلب كان على متنه 300 راكب |
İstanbul'a vardığımızda bizim olmadığımız bir trene binsen iyi olur. | Open Subtitles | عندما نصل إلى (القسطنطينية)، أقترح بأن نكون على قطار أنت لست على متنه |
Sonra da trene atladım. | Open Subtitles | فقفت على متنه |
Danny'i o trene bindirecekler. | Open Subtitles | وسيضعون(داني) على متنه |
Tehlikeli bir kargoyu sorun etmeyecek bir tekne. | Open Subtitles | قارب لا يُبالي بهويّة من على متنه |