"متوجهة" - Translation from Arabic to Turkish

    • giden
        
    • gidiyorsun
        
    • gidiyordu
        
    • gidiyordum
        
    • gittiğini
        
    • yola
        
    Fiji'de ki misyonerler Tonga'ya giden gemide bana iş buldu. Open Subtitles قام المبشرين في فيجي بتحصيل عمل لي على متن سفينة متوجهة الى تونكا تشاركت كابينة مع سويد
    Otoyol'da doğuya giden bir minivana dikkat etmelerini söyle. Open Subtitles ليبحثوا على شاحنة متوجهة الى شرق الطريق 6
    3 saat sonra Kuveyt'e giden bir uçaGa yetiSecek. Open Subtitles و سيركب طائرة متوجهة للكويت بعد ثلاث ساعات
    Sen de mi basit işaret dili dersine gidiyorsun? Open Subtitles هل أنتِ متوجهة الى درس لغة الأشارات الأساسي؟
    Bu doğal ihtişamın bir kısmını özümsemeye mi gidiyorsun? Open Subtitles أأنت متوجهة للخارج لتتأمّلي هذه البهجة الطبيعية؟
    Gemi Avustralya'ya gidiyordu. Open Subtitles كانت متوجهة إلى استراليا
    Annemlerin yanına gidiyordum ve şehirlerarası yolda 140 km. civarı hızla gidiyordum. Open Subtitles لقد كنت متوجهة إلي منزل والداي بسرعة 90في طريق البلدة ..
    Görgü tanıkları, kamyonun kuzeye gittiğini söyledi ... 2920 yolundan Baltimore köprüsüne. Open Subtitles أحد الشهود قال أن الشاحنة كانت متوجهة شمالاً... على الطريق2920 تجاة جسربالتيمور.
    Meksika'ya giden ve eşyalarla dolu olan açık kasalı bir kamyonun içine düştüğü doğru mu? Open Subtitles وهل صحيحاً إنها سقطت على الشاحنة الممتلئة بالأثاث المستعمل التي كانت متوجهة إلى المكسيك؟
    Hiçbir kasımı hareket ettirmemekle birlikte, benim yanımdan geçip giden yüz binlerce benim gibi, gözleri ileriye dikmiş ve müzikleri yüksek sesle dinleyen insanlarla hiçbir sosyal etkileşimim de yoktu. TED لم أكن عاجزا عن الحركة تماما فحسب، بل لم يكن لدي أي تواصل اجتماعي مع مئات الآلاف من الأشخاص الذين كانوا يمرَون مسرعين من حولي، مثلي، كانت أعينهم متوجهة إلى الأمام وموسيقاهم صاخبة.
    Güneş Missouri üzerinde doğudan doğup... batıya doğru yol aldı ve güneş dedi ki " bu özgürlük konvoyunu kanatlarımın altına alarak, onlara kılavuzluk yapıp, batıya Oregon'a giden yolu göstereceğim, gün bugündür". Open Subtitles اشرقت الشمس من الشرق متوجهة غربا
    Atlantiğe doğru son sürat giden. Open Subtitles متوجهة بسرعة عالية إلى المحيط الأطلسي
    Paris'e giden bir uçak var. Yerinde olsam o uçağı kaçırmazdım. Open Subtitles هناك رحلة متوجهة ليلاً إلى باريس" في الثامنة وخمس دقائق"
    Zaten Jamaika'ya giden bir kargo gemisine koymuşlardır bile. Open Subtitles إنها على الأغلب في حمولة سفينة متوجهة إلى "جامايكا".
    Bir dağa doğru hızla giden bir uçakta olabilir mesela. Open Subtitles ربما في طائرة متوجهة نحو سفح جبل
    Bu doğal ihtişamın bir kısmını özümsemeye mi gidiyorsun? Open Subtitles أأنت متوجهة للخارج لتتأمّلي هذه البهجة الطبيعية؟
    O zaman Anı Tepesi'ne gidiyorsun. Open Subtitles إذاً أنت متوجهة إلى هضبة الذكريات
    - Eve mi gidiyorsun? Open Subtitles أنت، هل متوجهة إلى المنزل؟ أجل.
    San Diablo Kız Kardeşleri onu bulduğunda darağacında asılmaya gidiyordu. Open Subtitles إنها كانت متوجهة إلى (غالوز) عندما راهبات (سان ديابلو) عثروا عليها.
    Dün gece geç vakit Cheerios'lar için, adı sanı belli olmayan, güvenlik ölçüleri şaibeli hava yollarından biri ile amatör takımı uçurmak için kütüphane bilgisayarlarından birinden bilet almaya gidiyordum eğer uçak düşseydi, pek de önemli olmazdı. Open Subtitles لقد كنت متوجهة لكمبيوترات المكتبة في وقت متأخر من ليلة أمس لأحضر لفريقي مشجعاتي واحدة من تلك التذاكر الرخيصة
    Geçen hafta, vardiyasını bitirdi ve eve gittiğini söyledi. Open Subtitles الأسبوع الماضي, أنهت المناوبة وأخبرتني أنها متوجهة للمنزل.
    Uluslararası sulara doğru yola çıkan bir yük gemisini borda ederek diplomatik bir hadiseye neden olasın diye değil. Open Subtitles من قبل الصعود الى سفينة شحن صينية متوجهة الى المياه الدولية.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more