Yani, doğrudan dahil değilim işe. | Open Subtitles | لذلك، بالطبع لن اكون متورطا فيها بشكل مباشر |
Bu işin planlamasına dahil, başka birinin adını verdi. | Open Subtitles | ذو تأثير عال لقد أعطاني إسم شخص كان متورطا في التخطيط |
O bir cinayete karışmış Melanie, ve çokta iyi tanımadığın biri. | Open Subtitles | كان متورطا بجريمة .. ميلاني انتي لا تعرفيه جيدا |
Konuklarınızdan hiç birinin bu olay ile ilgisi olmadığından eminim. | Open Subtitles | سوف يسمح لنا بالدخول أنا واثق من أنه لا يمكن لأحد الضيوف أن يكون متورطا في الحادثة |
Bence Mike'ın yeni arkadaşı bize bu işte parmağı olduğunu söylemeye çalışıyor. | Open Subtitles | وأعتقد أن مايك صديق جديد ليخبرنا ان كان متورطا فهو جحيم بسيط |
Sayın Başkan kardeşinizin saldırıyla bağlantılı olduğu ortaya çıktı. | Open Subtitles | ...سيدي الرئيس يبدو بأن أخوك كان متورطا بالهجوم |
Tıpkı şüphelendiğim gibi, adamımız geçmişte bir çok suça karışan, Mendosa adlı bir İspanyoldu. | Open Subtitles | كما توقعت ,فان رجلنا كان متورطا فى جريمة تافهة فى الماضى باسم اسبانى مندوزا. |
Vega da işe müdahil olacaktı ancak polisle girdiği bir çatışmada öldü. | Open Subtitles | كان فيجا متورطا أيضا ولكنه لقى مصرعه فى اشتباك مسلح مع الشرطة |
Bu işe bulaşmak istiyordun... | Open Subtitles | أتريد أن تكون متورطا في حرب العصابات هذه ؟ |
Kaçakçılık operasyonuna dahil olan dört bayiiden biri olduğu ortaya çıktı. | Open Subtitles | .. مجرد أحد أتباعه والذى كان متورطا فى عمليات التهريب. |
O duygusal dahil olacak hiçbir gösterge oldu. | Open Subtitles | لم يكن هناك أي مؤشر على انه سيكون متورطا عاطفيا |
Bu işe Bay Calabrese nasıl dahil olmuştu? | Open Subtitles | وكيف كان مستر كالابريزي متورطا ؟ |
Yani haberlerde görmüşsündür, skandala karışmış şişko yöneticiler vardır, ve kendine şöyle dersin: | Open Subtitles | تعرفين عندما تشاهدين الاخبار وترين واحدا من المدراء التفيذين المنتفخين متورطا في فضيحة وتتسألين مع نفسك |
Zanlıların Paul'a nasıl ulaştıklarını ve bu olaya karışmış olabilecek birileri var mı öğrenmemiz lazım. | Open Subtitles | يجب ان نعرف كيف وصلت هاتان الجانيتان الى بول و اي أحد أخر كان متورطا في هذه القضية |
Şey, galiba bir uyuşturucu karteline karışmış. | Open Subtitles | حسنا، أعتقد كان متورطا إلى حد ما في كارتل المخدرات. |
Ona birkaç soru soralım. Belki bir ilgisi vardır. | Open Subtitles | إسأله بعض الأسئله ربما يكون متورطا |
Bütün bunlarla nasıl bir ilgisi olabilir? | Open Subtitles | كيف يمكن أن يكون متورطا في هذا كله ؟ |
İşte parmağı olduğunu sandığımız bir başka adam da kendini astı. | Open Subtitles | شخص آخر مان متورطا معه كان متورطا معه.انتحر |
Ancak Eros'ta parmağı olduğu şu an çok belli. | Open Subtitles | ولكن من الواضح تماما الآن أنه كان متورطا في ما حصل على إيروس |
Dmitry Petrovich bir şekilde bunlarla bağlantılı olmalı. | Open Subtitles | (ديمتري بيتروفش) يجب أن يكون متورطا بطريقة ما. |
Babama, Andri onun cinayetle bağlantılı olabileceğini düşünüyor dedim. | Open Subtitles | كنت اقول لأبي,(اندري) يعتقد انه قد يكون متورطا في جريمة القتل |
O olaya karışan çocuklardan birinin içinde olduğu bir olayı araştırıyormuşsunuz. | Open Subtitles | الآن، كنت التحقيق في قضية مماثلة مع واحد من الأولاد الذين كان متورطا. |
Öyle. Müşteri bir üçüncü şahsın müdahil olabileceğini söyledi. | Open Subtitles | نعم ، العميل اكد ان الطرف الثالث كان متورطا |
Önemli olan, tepedekilere bulaşmak. | Open Subtitles | فقط شيء وهو إن كنت متورطا بالقمة أم لا |