Aletimi düşürüp düşüremeyeceğinizden emin olamadığınız için buradasınız. | Open Subtitles | لستَ متيقنًا كليّة أن بمقدورك إسقاط مِسْباري. |
- Hayır. O bir baba, sen değilsin. - Artık emin değilim. | Open Subtitles | .كلا، إنه الأب، ليسَ أنت .لست متيقنًا من ذلك بعد الآن - |
Seni tekrar canlı göreceğimden emin değildim. | Open Subtitles | مرحبًا لم أكن متيقنًا أننا سنراكِ على قيد الحياة مرة أخرى |
Herhangi bir bokluk yapmamalısın emin olmak zorundayım. | Open Subtitles | يجب أن أكون متيقنًا أنّك لن تفعل أمرًا سيئًا. |
Gerçekten mi? Ben sevdiğimden emin değilim. | Open Subtitles | حقًا أنا لست متيقنًا من أنّي كذلك |
Bir işe yaradığından emin değilim. | Open Subtitles | لستُ متيقنًا بأنه سيفعل أي شيء. |
Bir işe yaradığından emin değilim. | Open Subtitles | لستُ متيقنًا بأنه سيفعل أي شيء. |
Ben her yerdeyim ama ne olduğumdan emin değilim. | Open Subtitles | ،أنا بكل مكان" "لكني غير متيقنًا من ماهيتي |
- Madison Street olduğundan fazlasıyla emin görünüyordun. - Öyle olduğunu düşündüm. | Open Subtitles | ."بدوت متيقنًا أنّه كان شارع "مادسون - .أجل، تراءى لي أنّه كذلك - |
Ben bile inandığımdan emin değilim. | Open Subtitles | لستُ متيقنًا حتى أني أصدقه، |
Eğer kesin emin değilsen duymadığım Doogie Howser şakası vardır... | Open Subtitles | لذلك إن لم يكن متيقنًا بإنه لديك نكتة عن مسلسل (دوجي هاوسر) لم أسمع عنها |
Artık hiçbir şeyden emin olamıyorum. | Open Subtitles | لم أعد متيقنًا من أي شيء |
Kendinden bayağı emin görünüyorsun. | Open Subtitles | تبدو متيقنًا للغاية |
# Bundan emin olmanı sağlayacağım | Open Subtitles | *سأجعلك متيقنًا من ذلك* |
emin değilim. | Open Subtitles | لست متيقنًا |