Kent yaşamına uyum sağladığı çok açıktı ve nereye gittiğinden gayet emin görünüyordu. | Open Subtitles | إنها من الواضح خبيرة، ويبدو أنها متيقّنة من معرفة وِجهتها. |
Taahhütnameyi imzaladı ve sonra ne oldu emin değilim ama bırakıp gitti... | Open Subtitles | وقّع على المستندات الرسميّة ولستُ متيقّنة ممّ حدث لكنّه.. |
Bunu nakit olarak yapmak istediğine emin misin? | Open Subtitles | أأنتِ متيقّنة أنكِ تودّين القيام بذلك نقداً؟ |
eminim iyidir. Tamam mı? Onlar gayet iyi. | Open Subtitles | متيقّنة أنه سيكون بخير سيكونون على ما يرام |
eminim karaktere çok şey katacaktı, Bay Brooke ama doğru değil. | Open Subtitles | أنا متيقّنة أن الشخصية ستكون مسلّية أكثر ، سيد بروك ولكن هذا غير صحيح اطلاقًا |
Alınmayın ama, terapinin bizim için olduğundan pek emin değilim. | Open Subtitles | لستُ متيقّنة من أنّ العلاج النفسي مُجدي لنا، لا أقصد أيّ إهانة |
Sokakta seni izleyen adamın bu olduğuna emin misin? | Open Subtitles | أأنتِ متيقّنة أنّ هذا هو الرجل الذي تبعكِ في الشارع؟ |
Seninle görüşen adamların resmi görevli olduklarından emin misin? | Open Subtitles | الرجال الذين خاطبوكِ، متيقّنة أنهم شرعيّين؟ |
Hayır. Kararından emin olmanı istiyorum. | Open Subtitles | -كلا ، أريدكِ أن تكوني متيقّنة من إختياركِ |
Evet, şey, benimkinde olduğundan da emin değilim. | Open Subtitles | نعم، حسناً، لستُ متيقّنة ! أنه جزء من نظامي أيضاً |
Ne bulacağımızdan pek emin değilim ama kötülük bulacağımızdan şüpheliyim. | Open Subtitles | ،لستُ متيقّنة ممّا سنجدُه ! لكنّي أشكّ في أننا سنجد شرّاً |
Sana bunu söyleyip söylemeyeceğimden emin değildim, ama-- | Open Subtitles | لم أكن متيقّنة حقاً إن كنت سأخبركِ بهذا,ولكن... |
Ne demek emin değilsin? Bu işte sen de varsın. | Open Subtitles | ماذا تعنين "أنكِ لستِ متيقّنة من قيامكِ بهذا"؟ |
emin misin? | Open Subtitles | -{\fnArabic Typesetting}أأنتِ متيقّنة من ذلك؟ |
Yalnızca korunmak için olduğuna emin misin? | Open Subtitles | -أأنتِ متيقّنة أنه من أجل الحماية؟ |
Christine Purcell cinayetinin arkasında UNR'nin olduğuna emin misin? | Open Subtitles | هل أنتِ متيقّنة أنّ مؤسّسة "ألتما" وراء جريمة قتل (كريستين بورسيل)؟ |
Bunu yapabileceğimden pek emin değilim. | Open Subtitles | لستُ متيقّنة أنه بوسعي القيام بهذا! |
Buna inanabileceğimden emin değilim. | Open Subtitles | لست متيقّنة بأنّي أصدّق ذلك |
Şimdilik tamam fakat eminim ki eve döndüğümüzde baban daha yakından bakmak isteyecektir. | Open Subtitles | للآنِ، لكنّي متيقّنة بأن والدكِ سيريد أن يُلقي نظرة عن قرب حينما نعود للمنزلِ. |
eminim bunuda filmin tekinden görmüştür ama umurumda değil. Çok tatlı değil mi? | Open Subtitles | أنا متيقّنة بأنه رأى ذلك في فيلم ما، لكنني لا أكترثُ، لأنه شيء جميل جداً. |
Şimdi eminim! . | Open Subtitles | لحظة رؤيتي له و الآن أنا متيقّنة من ذلك |