Hepsi başlarken hokey sopaları gibiydiler, daha sonra hepsi eğilmeye başladılar, ve hepsi ölürler sizin ve benim gibi. | TED | كلهم بدأوا البحث كعصا الهوكي كلهم انحنوا للأسفل وكلهم ماتوا مثلي ومثلك |
Çoğu genç, bir kısmı olgun, daha az bir kısmı zengin, ancak çoğu sizin ve benim gibi sıradan insanlar olurdu. | TED | أغلبيتهم شباب، وبعضهم من كبار السن ونسبة قليلة تكون غنية، لكن معظمهم سيكونون أناسًا عاديين مثلي ومثلك. |
Doğrusu şu, senin benim gibi adamlar, elbet bir gün kurşunu yiyecekler. | Open Subtitles | في الحقيقة، أشخاص مثلي ومثلك سيتلقون رصاصة قاتلة عاجلاً أم آجلاً |
Bu, gücü onlardan alıp senin benim gibi sıradan insanlara vermek demek. | Open Subtitles | إنّه يتنزع السلطة منهم ليحصل عليها أشخاصٌ بسطاء مثلي ومثلك |
Bizimki gibi sıçık bi yerde, bizim gibi zavallılarla çalışıyor. | Open Subtitles | وتعمل في بيئة رديئة مع فاشلين مثلي ومثلك |
bizim gibi yaşlı insanlar gelecek biziz. | Open Subtitles | كلما تقدمنا في السن أشخاص مثلي ومثلك نحن نعتبر المستقبل |
Senin ve benim gibi sefiller sıradan ve güvenli bir yaşam sürüyor. | Open Subtitles | أنهم يحتاجونه من أجل أمان الناس العاديين مثلي ومثلك. |
Onlar sen ve ben gibi değiller. Onların kalbini çıkartmalısın. | Open Subtitles | انهم ليسوا مثلي ومثلك يجب ان تنزع قلوبهم |
Onlarda seninle benim gibi gökyüzünden düştüler | Open Subtitles | إنهم يسقطون من السماء مثلي ومثلك |
Ne kadar suç işlemesen de o senin ve benim gibi insanları aşşağılamaktan vazgeçmez. | Open Subtitles | إنها جريمة ولكنها لا تكن شيئا لأناس مثلي ومثلك إلا الحقد والكره |
Ama senin ve benim gibi insanlar bu yüzden savaşır. | Open Subtitles | ولكن هذا الذي يجعل الاشخاص مثلي ومثلك يُقاتلون |
Ancak, sizin ve benim gibi, kelimeleri bazen doğru anlayamayabiliyor. | Open Subtitles | ولكنه مثلي ومثلك إدراكه اللفظي ليس مثالياً |
Senin, benim gibi adamların, onları indirmek için... adil bir fırsatı olmasın diye çok uğraşıyorlar. | Open Subtitles | هناك أناس يعملون بجد للتأكد من أن الناس مثلي ومثلك لا يجلبون للعدالة. |
Bu çocuklar da aynı senin, benim gibi kamu görevlisi ve hiçbir yere gitmiyorlar. | Open Subtitles | تماما مثلي ومثلك وهم لا يصلون لأي شيء |
senin benim gibi insanlar bizler için ise, hiç de kolay değildir. | Open Subtitles | وأناس مثلي ومثلك... مثلنا, لايكون سهل أبداً. |
Ama onlar da insan, senin benim gibi. | Open Subtitles | لكنم يبدون أناس عاديين مثلي ومثلك |
Bu yüzden bizim gibi kadınlar gelecekleri için hazırlık yapmalılar. | Open Subtitles | لهذا السبب النساء مثلي ومثلك بحاجة للاستعداد الى المستقبل |
Ancak bizim gibi küçük insanlar bir şeyleri değiştiremiyor. | Open Subtitles | لكن ناس مثلي ومثلك لايمكنهم حل هذه المشكلة |
- Kusura bakmayın. - Nasıl söylesem? Onlar bizim gibi değiller. | Open Subtitles | آسف، لا أعرف كيف أقولها تعرفون أنهم ليسوا مثلي ومثلك |
tamamen masumdum, ama ne zaman... zengin bir çocukla sen ve ben gibi birinin arasında kötü şeyler olursa, | Open Subtitles | لقد كنت بريئاً تماماً .. لكن عندما يحدث شئ سئ بين فتاه غنية وشخص مثلي ومثلك |
Gruber Ilaç Sanayi de tipki seninle benim gibi isini yapmaya çalisan iyi niyetli insanlarla dolu bir sirket. | Open Subtitles | شركة ( غروبر ) للأدوية مليئةٌ بأشخاص ٍ طيبين يقومون بعملهم مثلي ومثلك تماماً ( يارفاق .. |
lrwin'a gelince, bence senin benim kadar sağlıklı. | Open Subtitles | فيما يخص جين إروين فإنه عاقل مثلي ومثلك تماماً |