Sanki, iyi yapılan bir işten sonra, saat hediye almak gibi. | Open Subtitles | هذا مثل الحصول على علاوة عند التقاعد بشكل مشرّف من وظيفة |
Ben almak gibi hissetmiyorum cunku tasli ve langirt oynuyor. | Open Subtitles | لأنني لا أشعر مثل الحصول على رشق بالحجارة واللعب فوسبال. |
Terfi almak gibi. Biraz para almalısın. Ya da evli bir gayi benimle sevişmesi için kandırmak gibi. | Open Subtitles | مثل الحصول على ترقية او جعل شخص شاذ متزوج ينام معي ؟ |
Hayatta başka şeyler de var. Kariyer sahibi olmak, çalışmak. | Open Subtitles | أعني، أن هناك أشياء أخرى في الحياة مثل الحصول على مستقبل مهني والعمل |
Rekabetçi bir gösteriş mekanizmasıdır, ödüllü bir boğa sahibi olmak gibi en iyi domatese ve İngiliz çay gülüne sahip olma azmidir. | Open Subtitles | إنها آلية للإستعراض التنافسي مثل الحصول على ثور كجائزة. ذلك الطمع في أن تكون لديك أفضل ثمار طماطم و ورود الشاي الأنجليزي. |
Bu karatede bir ay sonra kara kuşak almak gibi bir şey. | Open Subtitles | ان الامر مثل الحصول على الحزام الاسود بعد شهر فقط من تدريب الكراتيه |
Bu bir görev değil, kuru temizlemeden kıyafetleri almak gibi değil. | Open Subtitles | هذه ليست مهمة مثل الحصول على الملابس القادمة من التنظيف الجاف، حسنًا ؟ |
Yeni bir kanepe almak gibi bir şey. | Open Subtitles | انها مثل الحصول على أريكة جديدة. |
Tıpkı Gal Midilisi sahibi olmak gibi. | Open Subtitles | مثل الحصول على جرو ويلزي |