Hep birlikte geri döneceksek, Fargo önce olduğu gibi yakalanmak zorunda. | Open Subtitles | إذا كلنا سنعود الى بيت، فارجو يجب أن يعتقل مثل ما حدث من قبل |
Her zorluğun Jackie Brown olayında olduğu gibi mi? | Open Subtitles | ! بر الأمان مثل ما حدث مع حالة جاكي براون؟ |
Söylediğimiz ve bize söylenen "Teşekkür" sözlerini izlediğimiz ve çoğunlukla tanımadığım insanlara teşekkür ettiğimi fark ettiğim üç sayılı haftada olduğu gibi. | TED | مثل ما حدث في الأسبوع الثالث حيث تعقبنا كلمات "شكرًا لك" التي قلناها والتي تلقيناها و عندما أدركت أنّني شكرت في الغالب أناس لا أعرفهم. |
Memphis' te olanlar gibi mi bir durum olmasını istiyorsun? | Open Subtitles | تريدي حالة أخرى مثل ما حدث في ممفيس |
Tıpkı Bingazi'de olanlar gibi. | Open Subtitles | إنه مثل ما حدث في "بنغازي" |
Ama ya bu işin dibi düşerse en son işimde olduğu gibi? | Open Subtitles | مثل ما حدث فى المرة السابقة ؟ |
Seni öldürmek istiyordur. Wendy'le çıktığım öğle yemeğinde olduğu gibi. | Open Subtitles | هو انه يريد ان يقتلك مثل ما حدث معي انا و(ويندي).. |
olduğu gibi yaz. | Open Subtitles | تكتب مثل ما حدث |
Bu da bana olduğu gibi nöbetlere neden olur ama Skylar, bu benim Alfa yeteneğimi artırmıştı... | Open Subtitles | وقد تسبب نوبات مرضية مثل ما حدث معي. لكن (سكايلر), إنها قد عززت بالفعل من قدراتي الألفوية |
Tıpkı Lübnan'da olduğu gibi. | Open Subtitles | تماما مثل ما حدث في "لبنان" |
Scarlet'de olduğu gibi değildi yani. | Open Subtitles | -الأمر ليس مثل ما حدث مع (سكارليت ). |
Hayatta kalanların isteği üzerine isimleri değiştirilmiştir. Hayatını kaybedenlere saygımızdan, kalan her şey olduğu gibi aktarılmıştır. | Open Subtitles | منذ 1825 ألى يومنا الحاضر) .إحتراماً لرغبة الناجين تم تغيّير الأسماء، وتشريفاً لذكرى الموتى الباقي تمّ سرده مثل ما حدث بالظّبط |