Ama bu davada bu adamın suçlu olduğuna şüphe yok. | Open Subtitles | لكن بهذه الحالة ليس هناك مجال للشك هذا الرجل مذنب |
Fakat onların özünde, yaşayan gerçek bir adamın portresinin yer aldığına şüphe yok. | Open Subtitles | ولكن فى المضمون يبدو لى انه لا يوجد عندى مجال للشك فى وجود صورة واقعية لرجل يحيا |
Bu kuyrukluyıldızların nereden geldiğine şüphe yok. | Open Subtitles | لا مجال للشك حول المكان الذي جاء منه هذا المذنب |
İnanç Şüpheye yer olmayan sağlam bir kabullenmedir. | Open Subtitles | الإيمان .. هو قبول لا يتزعزع بدون أي مجال للشك. |
Kocanızın suçluluğunu Şüpheye yer vermeden kanıtlamak benim sorumluluğum. | Open Subtitles | وإن مسؤوليتي هي أن أثبت بلا مجال للشك أن زوجُك المذنب |
Yerde güvendeyken her ihtimali düşünmem lazımdı. Zamanı gelince ve ben ipsiz o hareketleri yapıyorken Şüpheye yer olmamalıydı. | TED | اضطررت للنظر في كل الاحتمالات بينما كنت بأمان على الأرض، بحيث عندما يحين الوقت وأنا أقوم حقًا بكل الحركات بدون حبل، لا يكون هناك مجال للشك للتسلل بداخلي. |
Bunun çok açık olduğunu düşünüyorum. Hiç şüphe yok. | Open Subtitles | أعتقد بأن كل شيء واضح جداً وليس هنالك مجال للشك |
Eski çağlardan olduklarına hiç şüphe yok 10 bin yıldan fazla süredir toprak tabakaları ile kaplıymış. | Open Subtitles | لا مجال للشك في عتاقتها منذ ان ادثرت بواسطة طبقات الارض لأكثر من عشرة آلأف عام |
Onu evine getireceklerdir. Hiç şüphe yok. | Open Subtitles | سيجلبونها للوطن, لا مجال للشك |
Dooku'yu yakaladıklarına şüphe yok. | Open Subtitles | لا مجال للشك (بأن لديهم (دوكو |
buna hiç şüphe yok. | Open Subtitles | لا مجال للشك |
Şüpheye yer bırakmak istemiyorum. Tiberius geldiğinde, kargaşa görmemeli. | Open Subtitles | وأنا لن أدع أي مجال للشك ، طبرية" لايمكن أن تنزلق نحو الفوضى" |
Aşkta Şüpheye yer yok. | Open Subtitles | لا يوجد مجال للشك في الحب |
Şüpheye yer yoktur. | Open Subtitles | لا مجال للشك في هذا |
Şüpheye yer yok. | Open Subtitles | لا مجال للشك. |