Gemilere bakın- hepsi bir arada. Mükemmel bir hedef. | Open Subtitles | أنظر إلى هذه السفن كلها مجتمعة انها هدف رائع |
Gemilere bakın- hepsi bir arada. Mükemmel bir hedef. | Open Subtitles | أنظر إلى هذه السفن كلها مجتمعة انها هدف رائع |
Böylelikle, bu üç bölge bir araya geldiğinde dünya için gerçekten ilginç bir mücadeleye işaret etmeye başlıyor. | TED | ولذلك، فإن هذه المناطق الثلاث مجتمعة أصبحت تشكل تحديًا للعالم بأكلمه. |
Bir araya geliyorlar. Bu tuna çiftleşmesi olabilir. Ve işte orada, | TED | إنها تأتي مجتمعة. محتمل أن يكون هذا جماع تونة وها هي هناك |
toplamda bir insanlık daha yer açmak için hepimiz farklı birer organımızı feda edersek nasıI olur? | Open Subtitles | ماذا لو قطع كل منا قطعة من جسده؟ وكل هذه الأجزاء مجتمعة سوف تشكل شخصاً لن يعيش بالمدينة |
Otel odasında kafasında uçuk idealleriyle o aptal ve çevrede ölmesini izlemek için toplanmış koca bir şehir. | Open Subtitles | هذا المسكين الأحمق الذي بالفندق بأفكاره المثالية كل المدينة مجتمعة هنا لرؤيته يقتل |
hep birlikte, 86 mesleki kategorinin her birini ve 80'den fazla ülkeyi temsil ediyorlar. | TED | وهي مجتمعة تمثل كل واحد من 86 من الفئات المهنية و من أكثر من 80 بلدا. |
Krallığımda tekrar bir arada olduğumuz için çok mutluyum. | Open Subtitles | أنا سعيد جداً لرؤية مملكتي مجتمعة مجدداً |
Çok heyecanlı. Ailesiyle yeniden bir arada olacağını düşünüyordu. | Open Subtitles | إنها متحمسة تظن بأن عائلتها ستعود مجتمعة مجددًا |
Ailem her zamankinden daha fazla bir arada kasabanın suyu artık kahverengi değil ve birkaç saatliğine Cholong-sur-Avre yerel film topluluğunun onur konuğuydum. | Open Subtitles | أصبحت عائلتي مجتمعة أكثر مما سبق، الماء في المدينة لم يعد بنيّ اللون ولبضع ساعات كنت أحضر أمسية، |
Geniş ailemle her zaman bir arada olamıyorum. Biraz düzgün duramaz mıyız? | Open Subtitles | ،من النادر جداً ان أحضى بأسرتي الموسعة مجتمعة ألا يمكننا أن نحضى بعلاقة ودية؟ |
Bu davalarin hem ayrica, hem de bir arada ulastigi boyutlari düsündügümüzde plan ve programlama için birini atamak oldukça mantikli. | Open Subtitles | بالنظر إلى أبعاد هذه القضايا، مجتمعة ومنفردة، فأنه من المنطقي تعين شخص ليتعامل مع المواعيد الزمنية. |
Bu davaların hem ayrıca, hem de bir arada ulaştığı boyutları düşündüğümüzde plan ve programlama için birini atamak oldukça mantıklı. | Open Subtitles | بالنظر إلى أبعاد هذه القضايا، مجتمعة ومنفردة، فأنه من المنطقي تعين شخص ليتعامل مع المواعيد الزمنية. |
Bir araya destelenmiş de olsa üç ok kırılabilir. | Open Subtitles | أبي، هناك طرق عديدة لكسر حتى هذه السهام الثلاثة مجتمعة |
Sinir ve alerji ilaçları bir araya geldiklerinde kötü bir karışım olurlar. | Open Subtitles | أدوية الحساسية والإضطراب النفسي مجتمعة ,تشكل خليطا مخيفا |
Kusursuz yıldız için bütün parçaları bir araya toplaman lazım. | Open Subtitles | يجب أن تضع كل الأجزاء مجتمعة لتكوّن نجمة كاملة |
NSA, Interpol, FBI son 2 yıIda onu gözaltına almak için toplamda 9 teşebbüste bulundu. | Open Subtitles | وكالة الأمن القومي، الانتربول، جعلت مكتب التحقيقات الفدرالي مجتمعة تسع محاولات لأخذه إلى السجن في العامين الماضيين. |
NSA, Interpol, FBI son 2 yıIda onu gözaltına almak için toplamda 9 teşebbüste bulundu. | Open Subtitles | و كالة الأمن القومي والأنتربول المباحث الفيدرالية قاموا بتسعة عمليات مجتمعة للإمساك به في آخر سنتين |
Bu kutu binlerce yıldır toplanmış eşyalar, büyüler ve parşömenlerin olduğu yerin anahtarı. | Open Subtitles | يقبع بداخل الصندوق مفتاحٌ لجميع الأغراض والمخطوطات والتعاويذ التي جمعت لآلاف السنوات، مجتمعة في مكانٍ واحد |
Seksen tanesi halihazırda günümüzde mevcut ve bunlar hep birlikte düşümü başarabiliyor. | TED | ثمانون منها يجري العمل بها حاليًا، ويمكن لتلك الحلول الثمانين مجتمعة تحقيق عملية الانسحاب. |
Orada diğer bütün mekanların toplamından daha fazla para akladık. | Open Subtitles | غسلنا هناك أموال أكثر، أكثر من كل الجهات الأخرى مجتمعة. |